Genesis

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Genesis

    Kurgu I: Genesis

    The Zalım
    The Zalım

    Kurgu I: Genesis WJqvSCs


    Lakap : donatella
    Mesaj Sayısı : 173

    Kurgu I: Genesis Empty Kurgu I: Genesis

    Mesaj tarafından The Zalım C.tesi Kas. 22, 2014 1:26 am

    Bundan yüz yıl kadar önce sihir dünyasında her şey siyahla beyaz arasındaydı. Karanlık lordun devrilmesi bile ortalarında duran kalın çizgiyi değiştirmeye yetmemişti. Savaştan zaferle ayrılan beyaz, yirmi yıllık bir huzur dönemi yaşadı. Hogwarts, bakanlık ve diğer yerlerdeki hasarlar onarıldı. Sistemler düzenlendi. Yoldaşlık yasal bir siyasi örgüt haline getirildi. Bu fırtına öncesi sükunet Karanlık Lordun geride bıraktığı sürprizle bozuldu. Bir hortkuluk daha vardı. Sihir kitaplarından yazanların aksine bir büyücü canını yediden fazla parçaya ayırabilirdi. Voldemort da sıradan bir büyücü sayılmazdı. Bir zamanlar annesine benzeyen yüzünü yeşil bir balçığa satmıştı. Sevgisi, insani tutkuları yoktu. Sadece güce duyduğu büyük arzu onu hayata bağlıyordu. Aldığı hayatlarla doğanın döngüsünü bozulmuş, kendi ruhunda çok fazla çatlak açmıştı. Nitekim bütün bunların ödülünü de aldı ve büyük savaştan iki gece önce Londra'da doğan Widmore ailesinin küçük kızları Valentine'e bu büyük onur bahşedildi. Lord canını küçük bebeğin sol koluna zerk etti. Savaş kaybedildiğinde  ilk kaçanlar arasında Charles Widmore ve ailesi vardı. Nesiller boyu bakanlıkta görev yapan aileyi bir daha hiç kimse görmedi.

    Karanlık Lord seçiminde hatalı değildi. Widmore ailesi bu davaya sonuna kadar bağlıydılar. Amaçları, bu sırrı güvende tutmak için saklamak ve zamanı geldiğinde görevlerini yere getirmekti. Valentine, iki kız kardeşi ve kuzenleri aile reislerinin sadakatini paylaşmıyorlardı. Küçük hortkuluk büyüdükçe gücü tatmanın verdiği arzu hoşuna gitmişti. Bunu sahibine geri vermeye hiç niyeti yoktu. Ezekiel'in kutsal sözlerinde geçen "Ateşin yanında bekçi edilmek" ile ifade edilen şeytanın sürgününden ilham alarak kendilerine Bekçi ismini verdiler. Bekçiler yollarına ilk çıkan engelle işlerine başladılar. Bir gece ailelerini katlettiler. Eski Lordu destekleyen büyük aileler bu durumu hoş karşılamadı. Bir kısmı müdahile edilmesini istiyordu, geri kalanlarsa cadıya bir zarar gelmesinden ve cadının yok olmasından çekiniyorlardı. Haksız sayılmazlardı. Valentine, boynunda Basiliks dişinden oyulmuş kolye ve asla yalnız bırakmayan havarileriyle ele geçirilmesi kolay olmayan bir kadındı. Yine de bekçilere katılım vardı. Valentine'nin sol koluna dokunan insanlar Voldemort'un hayatından anlık kesitler görüyorlardı, bu genç kesimi oldukça etkilemişti. Başta hedef muggle doğumlulardı, sonra yavaş yavaş melezlere de yayıldı. Ufak tefek kaybolmalar, geride bırakılan cesetlerde artış bakanlığı önlem almaya itse de ilk adlarını duyurdukları eylem savaşın yıl dönümünde şafak vakti Hogsmeade yakınındaki küçük bir kasabaya yapılan baskındı. Muggle kökenlilerin ağırlıkta olduğu bu küçük yer güneşin kızıl ışıklarıyla aynı renge boyandı. Bekçiler isimlerini yüzlerce insanın kanına bulayarak duyurdu. Kasabadan sadece bir kişi sağ bırakıldı. Aynı günün akşamında sol kolu kesilip hayatı bağışlanan cadı olanları tüm sihir dünyasıyla Gelecek Postası aracılığıyla paylaştı. Bu toy gençlerin oynadıkları piyes uzun sürmedi. Eski Lordu destekleyen ailelerden bazıları git gide aşırılaşan bu durum karşısında sessizliğini koruyamadı. Valentine devrildi ama beraberinde kolunda taşıdığı ikinci canı da götürdü.

    Kaos bittiğinde beraberinde bir çok şeyi götürmüştü. Bu savaşta en çok kaybedilenler muggle kökenlilerdi. Safkanların sayısı ezici bir çoğunluğa ulaşmıştı. Eski aileler bu durumu fırsata çevirdiler. Valentine sayesinde bu geçmiş katliamlara destek vermemiş, isimlerini lekelememişlerdi. Lidersizllik bir sorundu elbette. Aileler safkan politikasında aynı görüşlere sahiptiler ama bu olayın başında kendi soyadları anılsın istiyorlardı. Görünürde iletişim halinde olsalar da yavaş yavaş sihir dünyasına kök misali yayıldılar. Her klan Gringotts, St Mungo, Bakanlık ve Hogwarts'a bireylerini yerleştirdiler. Hem muggle kökenli hem de safkanlar arasında gelecek nesle yönelik planlara istinaden çok çocuk politikası gelişti. Sayıları az olan muggle kökenliler son 80 yıl içinde yaşadıklarından sonra eşit muamele için tek yolun kendi kanlarının sayısının artması olduğuna karar verdiler. Mugglelarla evlilik yapmak için birbirlerini teşvik ettiler.

    2124 yılında safkan destekçisi bir sihir bakanının başa geçmesiyle işler tekrar kızışmaya başladı. Safkan rejim agresif bir hal almaya başlamıştı. Seçmen Şapkanın yüzyıllardır kutsal sayılan seçimlerine bile karışılmaya başlanmıştı. Hiçbir muggle kökenli Slytherin binasına alınmıyordu. Hufflepuff ya da Gryffindor'a dağıtılan bu dışlanan bireyler bir anlamda fişleniyorlardı. Tarafsız bir bakışa sahip Hogwarts müdürünün otoritedeki eksikliği profesörlerin istediği gibi davranmasına sebep vermişti. Bu binalardan mezun olanlar saldırılara karşılık verdiler, adını yedi sene boyunca gururla taşıdıkları binalarının hak ettiği değeri geri kazanmasını sağlamak için kendi ordularını kurdular. Bakanlık kendi içinde ikiye bölünmüştü. Seherbazlar safkan yanlılarından, Büyüceşura - özellikle - Hufflepuff mezunlarından oluşuyordu. Henüz hiçbir şey açık açık dile getirilmese de sihir halkı yaklaşan yeni tehlikenin farkındaydı. Bir çok aile melez olan çocuklarını resmi kurumlarda safkan göstermek için asalarına el atından sahte büyüler yaptırdılar. Geçmişte çektikleri acıları evlatlarının yaşamasını istemedikleri için onları geri çekip apolitik hale getirmek isteyenler çoğunluktaydı.


      Forum Saati Perş. Mayıs 02, 2024 3:47 pm