Genesis

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Genesis

3 posters

    Greyjack'ler.

    Judith Greyjack
    Judith Greyjack

    Greyjack'ler. TRoRccJ


    Uyruk : Fransız, İngiliz.
    Lakap : Blackjack, Yörsan, Jud.
    Mesaj Sayısı : 84

    Greyjack'ler. Empty Greyjack'ler.

    Mesaj tarafından Judith Greyjack Ptsi Kas. 24, 2014 10:43 am

    hello world ı'm wıld your gırl.


    » Judith Claude Greyjack.
    » 20 Ekim, Fransa; Lyon.
    » Slytherin VII, Melez.


    İlk bakışta göze çarpan özellikleri.

    » Aslında birinci ismi Claude. Kendisi için isminden çok lakabı "Blackjack" kullanılır. Koyu renk giyinmesine yapılan bir göndermeyle önce arkadaşlar arasında başlamış, sonra herkesin diline bir şekilde yayılmıştır. İsminin "Judi" şeklinde kısaltılmasından nefret etse de Alf tarafından kullanıldıktan sonra hoşuna gitmeye başlamıştır.
    » Üvey babası Nimbus süpürgelerinin sahibi olduğu için dördüncü sınıf boyunca "Nimbusa binmek." espirisine maruz kalmıştır. Hala arada sırada kullanılıyor olsa da sene sonunda hareket eden merdivenlerden ittiği çocuktan sonra kimse yanında söylemeye cesaret edemedi.
    » Abartılı bir makyaj ve giyim tarzı vardır. Koyu bir göz makyajı ve kırmızı ruj kullanır. Okul eteği dahil olmak üzere giydiği şort, etek ve elbiseler fazla minidir. Dar t-shirtler ya da kısa büstiyerler giyer. T-shirlerinin yakaları ve bazı yerleri kendisi tarafından makasla kesilmiştir, kıyafetlerinde ve ayakkabılarında zımbalar, metal çiviler vardır. Teyzesinden öğrendiği dikişte oldukça başarılıdır.
    » Yarı Yahudi'dir. Babası ortada olmadığı için annesi tarafından Hristiyan olarak yetiştirilmiştir. Fakat kendisine sorulacak olursa Tanrıya inanmaz, punk-rock müziğe inanır. Punk Rock bir dinse Sid peygamberdir der.
    »  Bütün okul kavgalarında ya kavgayı başlatmıştır ya da bir şekilde içindedir. Bu yüzden başı beladan kurtulmaz. Ders sonrası cezalara kalır.
    » Etkinlik ve açılış konuşmalarını trollemeyi sever.
    » Alkol ve sigarayı ergenliğin getirdiği bir özellikle had safhada kullanır. Uyuşturucu bulduğu zamanlarda bu listeye üçüncü olarak ekler.
    » Keskin bir Fransız aksanı vardır. Hızlı konuştuğunda "r" harflerini yutar. Gerildiği zamanlarda bağırarak konuşur. Bunun hiçbir zaman farkında olmamıştır.
    » İnsanlara isimleriyle değil taktığı lakaplarla hitap eder. Sevmediği insanlara kız, erkek ayırt etmeksizin "prenses" der.
    » Dönem başları, ara tatil dönüşlerinde okula yüzünde ve vücudunda yaralarla döndüğü için insanlar onun çok belalı olduğunu sanır. Gerçekte olan üvey babasından gördüğü şiddettir. Yine de Judith'in çok uslu olduğu söylenemez. Üvey babasını iki kere, biri biftek bıçağı, biri cam parçasıyla olmak üzere, bıçaklamıştır. Edmund Nimbus muhtemel bir davada taciz ve şiddet olaylarının duyulmasından çekindiği için şikayetçi olmamıştır. Bu olaylar Gelecek Postası'nda ev kazası olarak yazılmıştır.
    » Karanlık sanatlara karşı savunma dersinde ve uçmakta çok iyidir. Dördüncü sınıfta takımda oynarken annesinin Edmund'a ısrarıyla hediye gelen süpürgeler yüzünden torpille girdiğine dair dedikodular çıkmıştır. Bunu yüzüne söyleyen ilk kişinin burnunu vurucu sopasıyla kırdıktan sonra Quidditchi çok sevmesine rağmen  takımdan atılarak bırakmıştır.
    » İçten içe "gerçek" sevgiye olan ihtiyacından dolayı sevilmek için her şeyi yapar. Zaten seks hayatının da bu kadar karışık olmasından da bu rahatlıkla anlaşılabilir.
    » Çok yemek yiyen biri değildir. Sadece üşendiği için öğün bile atlayabilir. Tek dayanamadığı şey yaban mersinli turta ve kurabiyelerdir.
    » Kitap okumayı çok sever, özellikle Chuck Palahniuk, Irvine Welsh gibi yeraltı edebiyatı yazarlarının hayranıdır.

    ARKADAŞLAR.
    Judith için insanlar sevdikleri ve nefret ettikleri şeklinde ikiye ayrılır. Tanımadığı bir insanla anlaşamadığı insan arasında neredeyse hiçbir fark yoktur. Bunun yanında sevdiği insanlara karşı göz yaşartacak bir sadakati vardır. Her ne kadar herkesten gizlemeye çalışsa da sevilmeye deli gibi ihtiyacı var. Bu yüzden değer verdiği biri için yalan söylemekten, kavgaya girmeye hatta onun suçunu üstlenmeye kadar çok şey yapabilir. Karşılığında tek beklediğiyse güvenebileceği bir dostluktur. Bu felsefesi sayesinde oldukça güzel bir arkadaş çevresi vardır. Genelde arkadaşlarıyla tek ya da en fazla ikili-üçlü bir şekilde takılır. Oldu olası on kişilik kalabalık arkadaş gruplarından hoşlanmamıştır.

    AŞK.
    İlişkiler konusunda hiçbir zaman şansı açık olamamıştır. En iyi ilişkisi 24 yaşındaki Motorcu elemandır. Tabi bu sırada Judith'in 15 yaşında olduğu düşünülmezse... Beşinci sınıfta kafası güzelken kendisini revirlik ettiği için okuldan atılan Gryffindor'lu eski sevgilisi Jack'ten sonra bu durumu kabullenmiştir. Seks ve hayranlıkları aradan çıkarır geriye aşkı bırakırsak sadece iki isim kalır: Jaska ve Alfred. Çoktan ayrılmış olmalarına rağmen ilk aşkı olduğu için Jaska'nın yeri Judith'te her zaman değerini korur. Alf'e gelince, onun için yapabileceklerinin gerçekten bir sınırı yok.

    AİLE.
    Peter Greyjack.  Babası gezgin bir muggle şairdir. İlk evliliğini on sekiz yaşındayken İngiltere'de yapmıştır. Bu evlilik bir sene kadar sürmüştür. Annesiyle tanıştığında Clementine adında bir kadınla evlidir ve bir oğlu vardır. Peter annesine bir sanatçının duyabileceği kadar büyük bir aşk beslemiştir. Fakat bu aşk hiçbir zaman kadınlara duyduğu tutkudan daha büyük olmamıştır. Aynı zamanda teyzesiyle de bir kaçamak yaşamıştır. Annesi teyzesini öğrendiği sırada Peter bir editörle görüşmek bahanesiyle Paris'e kaçar. Daha sonra ne annesine ne de karısına geri döner. Sadece arada çocuklarını görmek için Lyon'a uğrar. Joshua on iki, Mona ve Judith dokuz yaşına geldiğinde bu ziyaretler kesilir. Sadece senede bir kez kartpostal gönderir. Daha sonra Joshua'dan on beş yaşında bir kız kardeşleri daha olduğunu öğrense de iletişime geçmek için çaba harcamamıştır.

    Sylvia Nimbus. Annesi aristokrasinin en pis örneğidir. Konken kadınır. Zengin olduğu için çalışma ihtiyacı duymamıştır. Kendisini babasının ve kocasının elit çevresine hapsetmiştir. Judith'le geçirdiği çocukluk dönemi ikisi için de hayatlarının en kötü zamanlarıdır. Ne kadar uğraşsa da doğduğundan itibaren kızını bir türlü sevememiştir. Küçükken Judith'i fino gibi süsleyip çay partilerine ve balolara taşıyarak hayatına dahil etmeye çabalamıştır. Judith'se her zaman arıza çıkaracak bir yol bulmuştur. Erkek çocuklarıyla kavga etmiş, joleli kekleri kızların üzerine fırlatmış, doğum günü pastasının üzerine evin kedisini atmış; kısaca gittiği her yere beraberinde bir çığlık götürmüştür. Buna daha fazla katlanamayan annesi kızını teyzesinin yanına taşraya göndermiştir. Yıllar sonra Jud okula başlayacağı dönemde düğün için tekrar bir araya gelmişlerdi. Cadı bu sefer de uslu durmamış gelinliğinin kuyruğunu keserek büyük bir krize yol açmıştı. Annesi bunu asla affedememişti. Belki de bu yüzden kocasının her yaptığı şeyde elleri bağlıymış gibi köşesinde sessizce ağlamıştı.

    Edmund Nimbus. Dedesiyle çabuk anlaşmışlardı. İlk tanıştıklarında küçük bir an için Judith de onu sevmek istemişti.  Charles, torununu eski yöntemlerle adam etmeyi kendisine görev edinmişti. Edmund da Judith'i kızı ilan ederek bu göreve ortak gözükmüştü. Dedesi Charles en fazla kulaklarını çekip onu azarlıyordu. Edmund'sa gerçekten çok hasta birisiydi. Başta ufak ufak başlayan tacizler fiziksel olmaya başladı. Judith bunları sadece bir kez anlattı ve tahmin edildiği gibi küçük bir yalancı olduğu söylenildi. Hatta bu sözde yalanı yüzünden iş çığrından çıktı ve yakalanma korkusunu aradan çıkardı. Cadı yaptığı asiliklerle dize gelmediğini göstermeye çalışırken onu daha çok kışkırttı. Büyüdükçe ve güçler eşitlendikçe artık istediği gibi dokunamamaya başladı. Bu durum işin içine asaları da soktu. Aralarında crucio da olmak üzere pek çok büyüye maruz kaldı. Yine de üvey babasının en çok sevdiği şey toplumda kendisini rahatsız hissetmesi için görünebilecek yerlerinde yaralar açmaktır. En son annesinin vasiliğini ona vermesiyle tüm zincirler koptu.

    Theo Nimbus. Üvey abisi. Durmstrang mezunu bir Quidditch oyuncusu. Judith onun beyninin kaslarına gittiğine inanıyor. Bir dönem sadece Edmund'u sinirlendirmek için takılmıştır. Annesi bunu ensest bir şeymiş gibi görüp sık sık sinir krizlerine girdi. Şükran günü, noel ve bunun gibi bir sürü gereksiz bayramı onlarla geçirmek zorunda kaldığı zamanlarda Thoe onlara günü zehir etmenin en eğlenceli yolu.

    Juliette de Luca. Teyzesi. Annesinin aksine parayı önemsemeyip babasının hiç istemediği fakir bir seherbazla evlendi. Kocası evliliklerinin beşinci yılında bakanlığın düzenlediği bir baskında öldü. Charles kızını affetti ama buna rağmen Juliette iki katlı küçük evini bırakmayı kabul etmedi. Altı yaşından On yaşına kadar teyzesiyle birlikte yaşadı. Hayatının en özgür ve mutlu dönemiydi. Judith için anne kavramı Juliette'dir.


    Hali hazırda kurgum olanları yavaş yavaş ekleyeceğim, kendini göremeyen mesaj atıp hatırlatırsa artı pörfekt olur.


    Alfred Ash, Hufflepuff, VII.
    Bir gün tek başına duran büyücünün yanına oturup izin istemeden öylece elindeki sigarayı almıştı. Tekrar çocuğa geri uzatırken dumana karışmış ince sesiyle ismini fısıldamıştı. İsimler dışında konuşmamışlardı. Judith kaçıncı nefeste dumanı sigaradan değil de sarışın büyücünün dudaklarının arasından içine çektiğini bilmiyordu. Böylece başlamıştı aralarındaki isimsiz şey.  Judith beşinci sınıfın sonlarına doğru Alf'le başka bir kızı beraber görene dek bir anlamın içine yerleştirmeye de çalışmamıştı. Alf'in kendisini affettirme çabalarını bertaraf etmesinin sebebi sanıldığı gibi yanında gezdirdiği kız değildi. O Judith'ti. İstese o kızı kenara iter aynı tutkuyla sarışın çocuğu öperdi. Fakat kim olduğunu bilmeden kalbini sıkıştıran bir öfkeyle bahçede, olduğu yerde durmuş, onlarca insanın içinde göz yaşlarını tutamamıştı. Bir daha bu kadar acı çekmemek için onu kendisinden uzaklaştırmıştı. Kendisine bunu hiç itiraf etmese de hiç tanışmamış gibi ayrı yönlere bakarak birbirlerinin yanından geçtiklerinde, iksir dersinde amortentia onun teni gibi koktuğunda, Hufflepuff masasında Leon'u ararken o mavilikle göz göze geldiğinde ya da başka bir kızla konuşurken gördüğünde o günü tekrar yaşamıştı.
    Bir buçuk senelik sessizlikten sonra New York ziyaretinde arayacak kimsesi olmadan beş parasız sokakta kaldığında aklına ilk gelen kişi o oldu. Buluşma saklamaya çalıştığı duygularının tekrar ortaya çıkmasını sağladı. Ardından Judith'in kazara hamile kalması işleri evlilik yoluna soktu.

    Elias Leonidas, Hufflepuff, VII.
    Judith'in en zalım kankası. Aynı zamanda hayatta en çok sevdiği insanlardan birisi. Bu ikiliyi her zaman en hayra yorulmayacak yerlerde tu bela olarak gezerken görebilirsiniz. İşleri güçleri hep itlik, serserilik. Sene sonunda SBD sınavlarında ne halt edecekleri belli değil.

    Letje Greyjack, Slytherin, VII.
    Bitch, please...

    Jaska Ilmarinen, 20.
    Aşık olduğu ilk erkek. Beş yaşından beri ona aşık olduğunu söylesek yalan olmaz. Aynı zamanda sonu normal bir sona sahip tek ilişkisi. Bir sene kadar sevgili kaldılar. Ayrıldıklarında Judith o kadar üzüldü ki, kedisi aynı onun gibi burnunu boynuna sürttüğü için ismini Jaska olarak değiştirdi. Belli bir zaman sonra bu ayrılık acısını atlatmış olmasına rağmen hala etkilenmekten kendisini alamıyor. Yakışıklı büyücü bulunduğu ortama girdiğinde Judith için dünyadan geriye sadece o kalıyormuş gibi tuhaf bir ağır çekim başlıyor. Aslında bunu fazla garipsememek gerek. Sonuçta ortada olan Çağlar-Cansu çekimi.

    Ezra Derichs, Ravenclaw, VII.
    Joshua'yı kendisinden başka ilk bilen insan. Bazen kafasında bir Leon yaşadığını düşünse de bu elemanı çok seviyor ve bir o kadar da güveniyor. Şuan anlamışsınızdır ki kurgu düzenleyim diye oturup yazmaya üşendim. O zaman xoxo.

    Valarie Myska, Ravenclaw, VII.
    Kısaca memeli. Okulda kendisinden beter olan bir o var sanırım. asdfg Neyse, Jaska'ya yazılması üzerine başlayan minik çekişme kızın itici laf sokuşları ve Banu Alkan kahkahalarıyla harmanlanınca Judith bu kıza bayaa taktı diyebiliriz.

    Veronica Yzlakov, Hufflepuff, VII.
    Kurgu rpden sonra düzenlenecek ama bu ikilinin içinde Alf'i barındıran sebeplerden birbirlerinden hoşlanmağını söyleyebiliriz.

    Saeter Fitch, Bitkibilim Profesörü, 32.
    Yumuşak başlılığı ve bazen ne söyleyeceğini bilemeyip kekelemesi o kadar tatlı ki Judith sırf bunları izleyebilmek için olabildiğinde dersini aksatmamaya çalışıyor. Bunda bitkibilim dersini sevmesinin de etkisi var tabii. Kendisi bu okulda seksi bulduğu tek yetişkin olabilir.

    Charles O. Cloutier, Slytherin, VII.
    Büyücü sosyetesinden çocukluk arkadaşı. Başlarda birbirlerinden çok uzak dursalar da bir gün annesinin Judith'i pembe, saten nefret edilesi bir elbiseyle after party için "Onu da gezdir bak aynı binadansınız siz. Arkadaş olun." diyerek utanç verici bir şekilde üzerine atmasıyla arkadaş oldular. Bir süre bu tarz eğlencelerde Çağatay Ulusoy gibi "Bakılır." şeklinde varoş takılıp dışlansa da, genç büyücünün yardımıyla annesine göstermelik olacak kadar ortam yapmayı başardı O günden sonra her aile yemeğinde Charles'ın yanına oturtup yakıştırmaya çalıştılar ama bu ikili her ne kadar birbirleriyle arkadaş olmayı başarsalar da çok zıt hayatlara sahiptiler. Charles'ın kendisini kurtarmak için bir sömestr tatili boyunca aile içinde sevgili taklidi yapması, genç cadının bir süre kafasını dinlemesini sağladı. Bunun anlaşılması çok uzun sürmese de bu iyilik için ona hala minnet duyuyor. Judith'te daima kredisi var.

    Dorean Archie Bondfield, 20.
    Eklenecek.

    Bastet Thomas Slytherin, VII.
    Jud'un bu okulda ciddi anlamda korktuğu tek kız.

    Phoebe Greyjack
    Phoebe Greyjack

    Greyjack'ler. 8nxlwWy


    Uyruk : İngiliz.
    Lakap : Limon.
    Mesaj Sayısı : 41

    Greyjack'ler. Empty Geri: Greyjack'ler.

    Mesaj tarafından Phoebe Greyjack Çarş. Ara. 10, 2014 10:07 am

    Strawberry Fıelds forever.


    » Phoebe Greyjack.
    » 2 Aralık, Fransa, Paris.
    » Cosso VII, Melez.



    İlk bakışta göze çarpan özellikleri.

    » Sarılmak kalp Phoebe.
    » Greyjack kızlarının içinde ve Olivır zalımının yanında bakire kalmayı başarabilen tek insan olduğunu söyleyebiliriz. Aynı zamanda ağır yavşadığı Matyas'tan yüz bulamadığını biliyor muydunuz? Bu sanırım Ilmarinen'lere aşık Greyjack'lerin başka bir kaderidir.
    » Yanından hiç ayırmadığı eski tip polaroid makinası vardır. Annesi Diagon yolunda retro eşyalar satan bir mağazanın sahibi olduğu için film bulma sıkıntısı çekmemiştir. Gün içinde önemli bulduğu kişilerin ya da anların fotoğraflarını çeker ve akşamları arkasında günce tutar. Bu şekilde Paris'teki evlerinde otuza yakın kutusu vardır. Bazen hiç ummadığınız bir anda elini omzunuza atıp kendisiyle resmini çekebilir. Bu davranışı yüzünden dayak yeme eşiğine gelse de asla vazgeçmemiştir.
    » Bazen rahatsız edici bir seviyeye gelen yoğun bir neşeye sahiptir. Pek sık rastlanmasa da birisi kendisini ağlatmayı başardığında oturup saatlerce göz yaşı dökebilir. Kızgınlık kavramı yoktur. İnsanlara kin tutmaz. Sadece kalp kırıklığı yaşar ve ondan kendisini olabildiğince uzaklaştırır. Oldukça sabırlı olan bu ablamız bir şakanızda bakışlarıyla size "NAPIYON AMK NAPIYON" derse  cidden bokunu çıkartmışsınız demektir. O kadar da hayvan olmayın. Azıcık insanlık, başka bir şey değil...
    » İyi niyeti sarışınlığıyla harmanlanınca toplum içinde "salak" olduğuyla ilgili lafların dönmesi de kaçınılmaz olmuştur. Saf olduğu inkar edilemez. Oldukça iyi niyetli bir ailede büyümesi de bunda etkili. Aslında oldukça zekidir. Ezberi kuvvetlidir, öğrendiği bir şeyi yıllar sonra bile hatırlayabilir.
    » Yukarıdaki maddenin sonucunda aşk hayatı da eksilerde. Salak olduğunu düşünen ve çoğu zaman yüzüne vurmaktan "anlamayacağını zannedip" çekinmeyen erkekler yüzünden pek kolay kendisini birisine bırakamıyor.
    » Ondaki cesaret deli cesareti. Sonunu düşünmeden yaptığı işler yüzünden yalnız kendisini değil, onu korumak isteyen Lilian gibi arkadaşlarını da belaya sürüklüyor.
    » Pek sık makyaj yapmaz. Natural olmayı tercih eder. Tabii her kız gibi niveanın kırmızı renkli olmasına rağmen sürüldüğünde koyu pembe olan nemlendiricisini kullanır ajhahjs Alışverişe düşkün değildir. Bunda ikinci el dükkanı çalıştıran ve kızını tek başına büyütmeye çalışan annesinin varlığı da etkilidir. Genellikle ikinci el kıyafetler alır. Onları kesip biçerek kendisine uygun hale getirir. Hipileri andıran rahat bir giyinişi olsa da sebep Judith gibi seksi gözükmek değil sadece rahat olmaktır. Yine de tüm bunlarla uğraşmak yerine okul üniforması giymek her zaman işine gelmiştir. Gümüş dışında takı kullanmaz. Çok sık düştüğü için converse tarzı düz tabanlı rahat ayakkabılar giyer.
    » Hareketli şarkıları sever. Büyükannesinin zoruyla çocukluğunda aldığı kısa dönemlik bale hayatı sayesinde dansla da ilgilenmiştir. Phoebe'yi yalnız olduğu ya da olduğunu sandığı zamanlar yüksek sesle şarkı söyleyip eteklerini çekiştirerek dans ederken görebilirsiniz.
    » Sihirli yaratıklar ve hayvanlarla arasında tuhaf bir bağ vardır. Beşinci sınıfta bir hipogrifin sırtında uçmayı bile başarmıştır. İksir dersi, özellikle ksks korkulu rüyası. Sakarlığı bu derslerde had safhaya varıyor.
    » Samimi biridir. Bazen patavatsızlık yapabilir. Mesela saçının kötü olduğundan yakınan bir arkadaşını istediği gibi rahatlatmak yerine gerçekten korkunç durduğunu söyleyebilir.
    » Çok sık düşer, düz tabanlı converse gibi ayakkabılar kullanması bu yüzden.
    » İsim hafızası çok kötüdür. Profesörlerin bile adını hatırlayamadığı olur. Bir şey anlatacağı zaman fiziksel özellikleriyle kim olduğunu belirtmeye çabalar. En sonunda taklidini yaparken bile bulabilirsiniz. Ki geçen dönem profesör Fraude de taklidini yaparken yakaladığı için bir ay kadının mektuplarını cevaplamak zorunda kalmıştır. Gerçekten çok sosyal bir kadın olduğunu belirtmeme gerek var mı?
    » Heyecanlandığında nerede olduğunu düşünmeden bağırarak konuşur.
    » Çok pasaklı biri sayılır. Sırf yoğun kıvamına dokunmak için elini sonunu düşünmeden boya kavanozuna daldırabilir.
    » Yağmurdan nefret eder. Sırılsıklam olsa bile zevk almaya bakmaz.
    »» Oldukça sevgi dolu bir ailede büyüse ve babasının yokluğunu hiç hissetmese de hiç tanımadığı kardeşlerini bulup daha büyük bir aile kurmak istiyor. Hatta Judith'in Hogwarts'da olduğunu bilseydi tercihini bu okulda kullanırdı. Bilmiyor ki Greyjack'ler birbirinden uzakken güzel. Phoebe babasının yol haritası gibi her şehirde bir çocuk bırakmasını yargılamayan belki de tek evlattır.
    » Yemek yemeye ba-yı-lır. Özellikle makarna gibi üzerine ayrı sos ilave edilen şeylere. Kurabiyeyse bir Greyjack klasiği olarak en sevilen tatlısıdır.
    » Kitapta korku tercihidir. En sevdiği kitap "Stephen King - O".


    AİLE.

    Peter Greyjack. Babası. Hakkında hemen hemen hiçbir fikri yok. Annesi de kendisini pek tanımıyor. Fransa'da yaşadığı dönemde bir yayıneviyle görüşmek için Paris'e gelen Peter annesi Caroline ile tanışır. Bir hafta kadar devam eden görüşmelerinden sonra Lyon'a geri dönerken evli olduğunu itiraf eder. Phoebe'yi en son doğumunda görmüştür. Soyadını kendi isteğiyle kızına vermiştir. Kızına bunun dışında bıraktığı tek şey ismidir. Caroline kızının adının Clementine olmasını istese de Peter bu isteği görmezden gelip nüfusa Phoebe olarak kaydettirmiştir. Yıllar sonra o dönem evli olduğu kadının adının Clementine olduğunu öğrenmesiyle bu konuyu aydınlattığını düşünecektir. Fakat bilmediği şey Phoebe'nin Peter'ın hayatında gerçekten aşık olduğu tek kadının ismi olduğudur. Phoebe babasını merak edip arayacak yaşa geldiğinde izini bulamamıştır.


    Caroline Bailey. Dünyanın en şeker insanı olabilir. İkisi arasında adeta bir arkadaşlık ilişkisi var. Gençlik yılları Phoebe gibi uçarı olsa da kızıyla birlikte olgunlaşıp gerçekçi bir bakış kazanmasını sağlamıştır. Peter'a hamile olduğunu söylediğinde içten içe mutlu bir son hayal etmiştir. Bu erkekler hakkında kurduğu son boş hayaldir. Daha sonra bir kaç kez başta annesinin, ardından kızının ısrarıyla randevuya gitmesine rağmen hayatına bir erkek almamıştır. Caroline oldukça zengin bir ailede büyümüştür. Bilmediği şey babası öldüğünde biriken borçların yaşadıkları hayattan daha çok olduğudur. Annesi de en az kendisi kadar kördür. Kalp krizinden ölen babasının ardından geriye sadece büyük köşk ve yazlık kalmıştır. Diagon yolunda bu evlerdeki antika, takı ve satılabilecek ne varsa hepsini koyduğu retro bir ikinci el dükkanı açmışlardır. Zamanla iş çok olmasa da büyümüş, alıp vererek devamlılık kazandırabilmiştir.


    Maria Bailey. Büyükannesi. Zengin bir hayattan fakirliğe geçmek onu alkolik yapmıştır. Aynı zamanda kızının bir ikinci el dükkanında her şeylerini satması yüzünden çevresiyle görüşmekten utanıp kendisini eve kapatmıştır. Phoebe'nin bale eğitimi alması için bir dönem büyük bir baskı uygulamıştır.

    Kurgum oldukça ekleyeceğim tabii bunun için kurgum olmalı di mi, zalımlık yapmayın, kurgulaşalım. <3 Sizi seviyorum.
    Bir de bir şey itiraf edicem, konuştuysak ama ben seni eklemediysem kesin kurguyu anlamamışımdır ama söylemeye utanıyorumdur. O zaman bir el at be hacı, aşağıya kurgu falan yaz bir kaç cümle yazık bana da. Sevaptır.



    Matias Ilmarinen. Dumstrang, VII.
    Biz buna kısaca Ilmarinen-Greyjack çekimi diyoruz. Matyas'ı ilk gördüğü anda şiplenen Limon'umuz geride kalan süre boyunca kendisini genç büyücüye sevdirmeye çalışacaktır. Şimdi ne bu hırs yavşak mı diyebilirsiniz, ama Limon onu ısırmasamıymış, sevmesemiymiş kedi gibi? Hı? Hem Greyjack'lerde bir diğer gelenek bir kedi alıp Ilmarinen ismi koymakmış.
    Dipnot: Dudakları hep çilek gibi. ; ))99); );9)


    Lilian. Beauxbatons, VI.
    Lilian, canım mısın? Phoebe'nin hem en yakın arkadaşı hem de yatakhane arkadaşı oluyor. Zaten tanışmaları da yatakhaneye dayanıyor. Kimseyle anlaşamayıp odadan odaya sürüklenen Lilian üçüncü sınıfın sonundan bu yana istikrarlı bir huzurla Phoebe ile beraber kalıyor. Bugüne dek kardeşlerini aramaktan tut her türlü başlarını belaya sokan deli cesaretinde hiç sorgulamadan yanında olmuştur. Turuncu saçlı kız bazen sergilediği sosyopat davranışlar insanlar içinde çekilmez biri gibi gözükse de Phoebe onu deli etme pahasına üzerine atılıp gülene kadar gıdıklayarak bu sorunu kolayca ortadan kaldırır. Sarışınımız kıskanç bir insan olmamasına rağmen Lilian'ın yalnızlığını seviyor. İtiraf etmek istemese de onu biriyle paylaşmaya pek gönüllü değil. Bugüne dek hiç kavga etmediklerini de eklememe gerek var mı?


    Lucien Solent. Beauxbatons, Cosso VI.
    Lucy Phoebe'nin bugüne dek hamile kalmamış olmasının tek sebebi. Güneş resmen her karakterin bana bir süperman, farkında mısın? Efendim Lucy Phoebe'nin spiral halkası gibi olmasının yanında kekesidir de, keke dediysek Beauxbatons tipi keke. Beraber çilekli milkshake falan içip saçlarını örüyorlar.
    Bir de üçlü muhabbeti var da, neys...


    Hans Finn Landers. Gryffindor, VII.
    Okuldan tanıdığı, sonra Hogwarts'a gitmesiyle bağlantılarının koptuğu Nathalie'nin aracılığıyla tanışmışlardır. Hans, Phoebe'nin bozuk İngilizcesine yardım etme ayağına cadıya yazılmıştır. Tanıştıkları ilk andan beri kendisine ilgi gösteren Hans'a Phoebe de karşı koyamamıştır ki nasıl koyabilsin biri bana söyleyebilir mi? Nasıl bebiş biri <3 Limon'umuzun ilk sevgilisi böylece Hans olmuştur ve sarışın cadı Almanlıktan aldığı tadı hiçbir şeyden alamamıştırhajgahs Tamam, ciddileşiyorum. Ayrı okullarda okudukları için sürekli mektuplaştılar. Phoebe sıladaki Hans'ına ucu yanık, parfümlü baykuş postaları gönderdi. Hafta sonları görüşebildiklerinde el ele dolaşmalar, film izlerken büyücünün dizinde uyuyakalmalar, buz dolabına "Bana bir şeyi sevme hakkı vermediler, ben de çilek reçelini sevdim. Çilek reçeli sendin sevgilim." gibi not yazmalar, çilek tarlalarında bisikletle gezmeler olsun oldukça tatlış bir şiplikleri oldu. Tabii bu süre zarfında ya da sonunda Limon hiç de dönüp, olm bu çocuk o kaslı seks falan benle sevişmiyor başkasıyla görüşüyor olmasın, tarzı şeyler düşünmedi. Çünkü kasımda aşk başkaydı. Ayıks.
    Kısaca İngilizce'de bir değişim yok ama öpüşme konusunda bildiği her şeyi ondan öğrendiği söylenebilir. Ayrıldıklarında cadımız çok üzülse de "Hayırlısı be gülüm." demiştir. Nasipten öteye yol yok.


    Oliver Seymour. Dumstrang, VII.
    Ex zalım yar adayı Olivır İsveç-Fransa arasında daimi olarak gidip gelen dolmuşuna Limon'umuzu ilk karşılaştıkları anda bindirmiştir. Kısa mesafede fikrini değiştiren Phoebe, müsait bir yerde inmiş, Matyas caddesine sapmıştır. Daha sonrasında parayı vermemesi dolmuştaki diğer insanların, özellikle de onunla aynı zaman diliminde binen Pietro'nun başına kalmıştır. Yol boyunca "Arkadan vermeyen kalmasın." demesi herkesin içine bir şüphe düşürmüş, yolculuğu zehir etmiştir. En yakın arkadaşıyla şiplendin, en sona Portakal Çiçeği kalana dek indirecek tabii herkesi. Ne sandın Olivır!


    Judith Greyjack. Hogwarts, Slytherin, VII.
    İlişkileri çok sıcak bir şekilde başlamamıştır. Bundan iki sene önce okulun Lyon şehrindeki bir dans gösterisine düzenlediği geziden Lilian'la kaçıp kız kardeşini bulmak gibi küçük bir maceraya atılmışlardır. Adresi zor da olsa bulabildiklerinde akşamdan kalma Judith bir kız kardeşi olduğunu öğrendiğinde oldukça umursamaz bir hal takınmış hatta konuşmanın ortasında başını masaya koyup uyumuştur. Ondan ilgi göremeyince en azından babası ya da abisi Joshua'nın adreslerini almak istemiştir fakat Judith rüyalar alemine dalmadan önce söylediği son cümle şudur: "Kaç güzelim ve arkana bile bakma. Greyjackler birbirlerinin lanetidir."
    Yine de bizim sarışın Hogwarts'a gelmesiyle aralarında bir sıcaklık olabileceğine inanıyor.


    Adrasteia Nephthys. Dumstrang, VII.
    Burası zamanla eklenerek düzenlenecek ama şimdilik Limon ondan ölesiye korkuyor.


    Alfred Ash. Hufflepuff, VII.
    Limon'un pot kırdığı bir gün başlangıç yapmaları çok güzel olmadı. Yine de ikisi çok güzel anlaşacaklar. Hatta kız kardeşiyle arasının düzelmesine bile yardımcı olacak. Canım mısın Alf? <3


    Elias Leonidas. Hufflepuff, VII.
    Zalımey ağır pot kırıp ortalığı karıştırmasına neden olsa da onu çok seviyor. Judith'in kekesi olan Leon, kız kardeşinin aksine kendisine çok sıcak davranıyor. İlk tanıştıklarında Judith'e dönüp dediği "Yeminediyom çok ayıbettin bu sefer teyze kızı, böyle kız kardeşin var hiç söylemiyosun. Sonra Leon kardeşini elaleme sevgilinin arkadaşı var mıymış diye sormaya muhtaç ediyon ya alacağın olsun! Senin bu yaptığını askerde komutan yapmaz be. Başka da bir şey demiyorum. Neyse olan oldu, canın sağolsun, ordan bana bir sigara bağlayabilcen mi?" cümlesini bile tamamen arkadaş olmak istemek gibi almıştır.


    Cytheria Pryor. Beauxbatons, VII.
    Aslında oldukça kuralları olan bir cadı olmasına rağmen Phoebe'ye hayret verici bir sabrı var. Phoebe'nin de onu sevdiğini söylesek şaşırmazsınız herhalde. Her ne kadar sarışın cadıdan biraz korksa ve taktığı lakabı yüksek sesle söylemeye cesaret edemese de, onu Cattyheria diye seviyor.


    Joshua Greyjack. Hademe, 21.
    Judith'in bütün uyarılarına rağmen abisinin sıcak tavırlarına karşı koyamamıştır. Henüz abisinin Jud'a hissettiği normal olmayan duygulardan habersizdir elbette. Hoş, Phoebe bu aşkı anlamasa da sorgulayacak biri olmasa da bir şok geçirirdi tabii. Öküz değil ya. asdfgh Neyse. Joshua sarışına Jud'un aksine kardeşçe yaklaşmıştır. İkisi arasında güzel bir abi-kardeş ilişkisi olacak gibi gözüküyor.

    Joshua Greyjack
    Joshua Greyjack

    Greyjack'ler. JgH9Jbl


    Uyruk : İngiliz, Fransız.
    Lakap : Josh ya da Cudi'nin deyimiyle "Siktir git Joshua"
    Mesaj Sayısı : 19

    Greyjack'ler. Empty Geri: Greyjack'ler.

    Mesaj tarafından Joshua Greyjack Çarş. Ara. 10, 2014 11:02 am

    That you lıve ın a dream.


    » Joshua Allen Greyjack.
    » 10 Ocak, Fransa, Lyon.
    » Dracheseith V terk, Muggle Doğumlu.




    İlk bakışta göze çarpan özellikleri.

    » Az piç değil.
    » Tam bir Beat Kuşağı adamı.
    » Durmstrang Akademisini 5. sınıfta bırakıp Amerika'ya babasını bulmaya gitmiştir. Peter sayesinde kendi kafasında genç yazarlarla tanışmış beraber Amerika'dan başlayarak dünyayı dolaşma kararı almışlardır. Bir kaç eyaletten sonra parasal ya da özel meseleler yüzünden maceraları sona ermiştir.  
    » Oldukça gamsızdır. Bu bir sakin bir hava yaratır. Oysa Joshua'nın içinde de bir Blackjack'lik var.
    » İdolü Allen Ginsberg'tür. Düz yazıda oldukça başarılı olmasına rağmen sırf bu yüzden şair olmaya dair pis bir inada sahip.
    » Cüppe yerine siyah pardösü kullanır. Road kafasında olduğundan genelde ütüsüz giyebileceği şeyler almaya dikkat etmiştir. Kısacası bir Özlem Özden değildir, pul payet kullanmaz.
    » Göz numarası büyük olmamasına rağmen kemik çerçeve gözlük kullanıyor.
    » Sarhoş olunca çok konuşur.  
    » Beş parasız Amerika'ya gitmeye karar verdiğinde mecburen denizci olarak çalışmıştır. Para kazanarak seyahat etmek işine geldiğinden bir kaç eyalet değiştirme sırasında da otobüs yerine gemiyle ulaşımı tercih etmiştir. Bu Joshua'ya sert bir yön kazandırmıştır.
    » Annesi ve babası kofti olmasına rağmen bir önceki kuşaktan atlayan genin hatırına büyücü olarak doğmuştur.
    » Sembolik şeylere önem verir. Mesela babasının kız kardeşine olan aşkı bilinç altında kendisini Judith'e itmiştir. Büyük ihtimalle o dönem Phoebe'yi tanısaydı halasına olan isim ve fizik benzerliğinden onu tercih ederdi.
    » Sihir Dünyasını pek sevdiği söylenemez.
    » Aşk için tutuklanmak dahil bir çok fedakarlık yapabilir.
    » Köpek insanıdır, eğer sabit bir hayatı düşünseydi mutlaka alırdı.
    » Mektuplaşmayı sever.
    » Kin tutmaz.

    Düzenlenecekmiş mesela.


      Forum Saati Cuma Mayıs 17, 2024 7:34 am