Genesis

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Genesis

2 posters

    Odamın yolunu kaybettim!!!

    Jorge Ivanov
    Jorge Ivanov

    Odamın yolunu kaybettim!!! E2Reh7B


    Mesaj Sayısı : 49

    Odamın yolunu kaybettim!!! Empty Odamın yolunu kaybettim!!!

    Mesaj tarafından Jorge Ivanov C.tesi Kas. 29, 2014 12:48 am




    Ilona & Rurik


    İliklerine kadar işleyen soğuğa engel olamıyordu genç adam, siyah renkte yünlü yarım eldivenlerinden sızlayan parmaklarını ısıtmak için ellerini ceplerine soktu. Rusya’nın soğuğunda büyümüş olsa da uzun zamandır orada yaşamıyordu ve bünyesi bir şekilde daha sıcak ortamlara alışmıştı. Gökyüzünü süsleyen kar taneleri arasında hızla ilerledi asfalt kaldırımda. Renkli gözlerini kısmak zorunda kalmıştı çünkü kar şiddetli bir şekilde yağıyor ve rüzgârın etkisi ile kirpiklerini süslüyordu. Dükkânlardan birinde kısa süreli bir işi olduğu için şirketten bir on dakikalık uzaklıkta inmişti taksiden. Geniş caddeyi süsleyen dükkânlardan birinin cam kapısını iteledi ve hızla içeri girdi. Üç aydır Fiorenza Şirketinde çalışıyor ve üçüncü maaşının neredeyse yarısını takım kıyafete harcamak zorunda kalıyordu, çünkü neredeyse hemen hemen hiç takımı yoktu. Kravat bile takmayı sevmeyen birinin resmi giyinmek zorunda olması kadar sinir bozucu bir durum yoktu genç adam açısından fakat bir şekilde gülü seven dikenine katlanır diyordu ve tahammül ediyordu. Babasından bir kuruş bile istemeyeceğini onun yüzüne bağırdığından ve evi terk ettiğinden beri tam sekiz ay olmuştu. İlk aylarda çalışmadığı iş kalmamış, benzinlikte kasa görevlisinden, barmenliğe kadar bir sürü iş tatmış ve hiçbirinde dikiş tutturamamıştı, anlaşılan o ki Jorge büyük işlerin adamıydı ve üç aydır bir kez bile zorlanmadan işine devam ediyordu. Başında ki bereyi hızla çıkardı ve dağınık saçlarına aldırmadan tezgâhtara yaklaşıp paketi elinden aldı. Buna neden katlanıyordu bilmiyordu, kendisini babasına kanıtlamak mı istemişti ya da bir şeylerin acısını mı çıkarıyordu kendisinden emin değildi.

    Kız kardeşi Carmita öldüğünden beridir daha iyi biri olabilmek adına yemin etmiş gibiydi. Kuruyan dudağını yalayıp nemlendirdi ve yutkundu. Zamanla ölümün soğukluğu girerdi araya ve en sevdiklerimizin bile yüzleri silinmeye başlardı düşüncelerimizden fakat bu Jorge için tam tersi olmaya başlamıştı, o acı hiçbir zaman hiçbir şekilde dinmiyordu ve genç kızın sözleri aklından gitmiyordu. Kız kardeşi ölmeden önce son kez Jorge’ye hiçbir zaman kendisinden daha kimseyi fazla sevmemesini söylemişti. Öyle de olacaktı, çünkü Jorge buna izin vermeyecekti, yıllarca Carmita’yı görmezden gelmiş ve ondan sürekli uzakta kalmıştı, şimdi ise tüm bunlardan yüklü miktarda vicdan azabı duyuyordu. Kot pantolonun arka cebindeki cüzdandan çıkarttığı kartı kasiyere uzattı, çok fazla işi kalmamıştı. Bu gün Bay Fiorenza ile birlikte evlerine gidecek ve biraz dinlenip işine yarın devam edecekti, adamın kendisine özel olarak hak tanıması ve evine alması şirkette birkaç kişinin sinirini bozmuştu, sonuç olarak Jorge genç ve iş konusunda tecrübesiz bir adamdı. Bu yüzden yıllardır orada çalışan ve emek veren insanlar tarafından biraz dışlanmıştı. Özellikle artık yaşlanmış ve masa başı iş yapmaktan öteye geçmeyen adamlar tarafından… Çünkü Jorge genç olmasının yanında karizmatik ve yakışıklıydı ve belli bir statüde,  iyi eğitimli olduğunu iddia eden tavırlara sahipti.

    Bu yüzden genç stajyerlerden, emekli olmak üzere olan bütün kadınların dikkatini çekiyordu. Kasiyerin uzattığı kartı aldı ve bir köşeye bıraktığı sırt çantasını ve beresini takıp dükkândan çıktı. Bu gün izinli olduğu için resmi giyinmesine gerek yoktu Bay Fiorenza’nın da bunu dert edeceğini pek sanmıyordu. Soğuk havaya adımını attığında hızlandı ve koşar adımlarla ilerledi. Birkaç dakika sonra şirketin önüne gelmişti, şansına Bay Fiorenza’nın işi uzun sürmemişti ve beklemek zorunda kalmamıştı. Birlikte özel arabasına binip ilerlediler. Kendisine kalabilecek bir ev bulamadığını ve iş yerlerinin yakının da bulunan bütün evlerin kiralarının da fahiş fiyatlarda olduğunu söylediğinde Fiorenza gelip kendi evinde kalabileceğini söylemişti, ilk başlarda bunu çok istemese de başka seçeneği yoktu. Stüdyo tarzı evler bile o kadar pahalıydı ki en son bulduğu ev bodrum katında ve rutubetliydi. Bazen önceki hayatını özlüyor olsa da inat etmişti ve geri dönmeyecekti. Kardeşi öldüğünden ve babası tarafından aşağılandığından beridir tek yaptığı kendi hayatını sürdürmek olmuştu. “Geldik delikanlı, düşüncelerden sıyrılsan iyi edersin.” Fiorenza’nın sesini duyduğunda dalmış olduğu düşüncelerden sıyrıldı, camdan dışarıyı seyrediyor gibi görünmesine rağmen akıp giden görüntüyü fark etmemişti bile. Araba yavaşça bahçede durdu ve Jorge kapıyı açıp dışarı çıktı. “Eviniz gerçekten çok küçükmüş.”

    Jorge kaşlarını kaldırıp dış cepheyi seyrettiğinde Fiorenza’nın hırıltılı gülüşü eşliğinde başını ona çevirdi. Aslında Ivanov ailesinin evleri ile kıyaslayınca gerçekten küçük kalıyordu burası, bir bakıma dalga geçmemiş gerçekleri söylemişti ama Fiorenza kimin oğlu olduğunu bilmediğinden olsa gerek bunu espri olarak algılamış olmalıydı. Çantasının sapını omzunda çekiştirdi ve yavaşça içeri girdiler. Burada ne kadar süre kalacağını bilmiyordu, en azından bir süre kendini toparlayana kadar izin vermişti Ferro Fiorenza. Genç adam girişte üzerindeki kar kalıntılarını temizleyip beresini çıkarttı ve omzundan çıkarttığı sırt çantasına sıkıştırdı. Tam olarak hangi oda da kalacağını bilmediğinden direk dinlenmeye geçemeyecekti. Holün sıcaklığı yüzüne vurduğunda kendini biraz daha iyi hissetti, kapıda kendilerini karşılayan görevliye çantasını ve ceketini verdi. Ceketini çıkartmaya uğraşırken kızıl saçlar dikkatini çekmişti, başını kaldırıp karşısında bir süredir karşılaştıkları kızı görünce şaşırmadan edememişti. Fiorenza genç kıza. “Misafirimizle sen ilgilen benim biraz işim var. “ dedi. Genç adam ne olduğunu tam olarak anlamasa da kıza yaklaştı ve elini uzattı. “Seni burada da görmek ne güzel, gözümü şenlendiren dekoltelerin kraliçesi.” Dedi genç adamın dudak kıvrımlarında alaycı gülüşün izleri belirdi, henüz adını ve kimliğini bilmediği kızı taciz etmekten vazgeçse iyi olurdu şayet daha eve girmeden rahatça kovdurabileceği bir mevki de olduğunu fark etmişti tam olarak kim olduğunu çıkaramasa da.   
    Ilona Fiorenza
    Ilona Fiorenza

    Odamın yolunu kaybettim!!! E2Reh7B


    Uyruk : Dan/İtalyan.
    Lakap : BİÇİ BİÇ.
    Mesaj Sayısı : 94

    Odamın yolunu kaybettim!!! Empty BULURUZ!!! asdfghjk

    Mesaj tarafından Ilona Fiorenza Paz Kas. 30, 2014 9:26 am


    Bir yandan elmasını kemirerek göz gezdirdiği spor dergisinin kapağını kapattı. Sürükleyerek masanın ortasına doğru itti. İçinde beklemenin daha da büyüttüğü aptal bir heyecan vardı ve demir sandalye kalçasını acıtıyordu. Bu mevsimde kendisinden başka kimse balkonu kullanmayacağından minderler depoya kaldırılmıştı. Sigara paketinden bir tane aldıktan sonra arkasına yaslandı. Eteğini bir bacağını çıplak bırakacak kadar, kasığına doğru sıyırdı. Sadece asasını koyacak yer bulma derdine taktığı tekli jartiyer bandının arasından ahşap nesneyi alıp sigarasının ucunu yaktı. Soluğunun havaya yaydığı buğuya duman eşlik etti. Bir kaç adım ilerisine tembel kar taneleri yığılıyordu, rüzgar bazılarını genç cadının üzerinde yalnızca ince bir bluz olan vücuduna düşürüyordu. Bundan şikayetçi değildi. Özellikle içerisinin boğucu sıcağını göz önüne aldığında. Yalnızca tatlı bir ürpertinin tenine yayıldığını hissediyordu. Bir defasında tipi altında aralıksız üç gün süren Londra maçından sonra iyice bağışıklık kazanmıştı. Kışın onda göğüslerini gizlendiği ince kumaşın altında belirginleştirmesi dışında bir yan etkisi yoktu. Genç cadının giyimi göz önüne alındığında bunun onun için pek olumsuz olmadığı kolaylıkla anlaşılabilirdi. Bugün hiç yapmayacağı bir şekilde özel olarak hazırlanma çabasına girmişti. Bu kıyafetlere karar verene dek üç bluz değiştirmişti. Sanki bir anda östrojen hormonu yükselmişti. Bir ara hamile olup olmadığını düşünüp korkmuştu. En sonunda transparanların kraliçesi olarak, göğüs kısmında siyah bir bant bulunan siyah tül bir bluz ve bordo bir etek giymekte karar kılabilmişti.

    Ilona dışarıdan karmaşık birisi gözükse de özünde düz birisiydi. Mesela teşhirci gibi görünmesine rağmen aslında ilgiye açlığını sessizce ifade etmeye uğraşmayacak kadar öz güvene sahipti. Bir şey yapıyorsa nedeni canının istemiş olmasıydı. Yarına bırakacak kadar ertelediği hiç bir şeyi sabah uyandığında arzulamaya devam etmemişti. Babasının yanında çalışmaya başlayan yakışıklı adamla o gün asansörde yalnız kalmış olsalardı hala ilgisini çekiyor olur muydu, merak ediyordu. Genelde bir yere girdiğinde ihtimam görürdü. Tornados vurucusu olarak transfer olduğu gün beraberinde bir şöhret de gelmişti. Patronun kızı olarak şirkete geldiğinde bu soyadını ilan eden saçlarıyla birleşip daha özel bir ilgiye dönerdi. Jorge isimli yeni elemansa çıkacağı katı söylediğinde yüzüne kibirli bir şekilde bakmış ve terslemişti. Sonradan asansöre atlayan kel kafanın genç adama üzülüp özür dileyişi hala aklındaydı. Jorge daha sonrasında da kızıl cadıya karşılaştıkları hiçbir yerde "Tornados'un Ilona'sı" ya da "Bay Fiorenza'nın kızı" gibi davranmamıştı. Ilona için kendisine Bayan Fiorenza gibi davranılmamasında sıkıntı yoktu ama qudiç sevmeyen bir erkekle işi bile olmazdı. Onların nazlı kız çocuklarına benzediklerini düşünürdü. Buna rağmen takımların as kadrosundan haberdar olmadığı bariz bu büyücünün  gür sesindeki İspanyol aksanından fazlasıyla etkilenmişti. Fazlasıyla kısmının altı çizilebilirdi. Hiç uğramadığı şirkete kahve içmeye gelir olmuştu. Babasının kendisini görmekten bir gün bile memnun olmadığı ve başından savdığı için bu kahveleri fal bakmaya bayılan sekreteriyle içtiği düşünülürse bir erkek için ödediği en büyük bedel sayılabilirdi. Küçük dağınık dairesinden baba evine kalmaya gelmesinin nedeni de tam olarak aynıydı. Jorge'nin bir süre burada misafir olacağını bir gün önce ailecek yedikleri akşam yemeği sonrası dedikodu yapan hizmetçilerden öğrenmişti. Artık kendisi gibi burada kalmamasından yararlanarak misafir odası için kız kardeşinin eski odasının ayarlanmasını istemişti. Bu oda evin en büyük odası olmasının yanında kendi odasının bitişiğindeydi. Yoksa genç büyücü isterse kanepede bile yatabilirdi. Bunu umursamazdı. Sırf o an uyku bastırdığı için halının üzerinde uyuyup, ev halkının bayıldığına inandığı için ambulans çağırdığı bir cadıdan söz ediyorduk.

    Kulaklarına dolan sesle sandalyesinden doğruldu."Eviniz gerçekten çok küçükmüş." Devamında babasının hırıltılı kahkahası duyuldu. Ilona da babasının gülüşüne sessiz bir şekilde eşlik etti. Evsiz kaldığı için patronunun yanına kalmaya gelen birisine göre oldukça ukala birisiydi. Karşılamak için içeri geçerken yarısı bitmiş sigarasını söndürmeden yerde biriken karın içine attı. Hizmetçi kızın kendisinden önce gelip içeri buyur ettiği iki adamı merdivenin trabzanına yaslanıp izlemeye başladı. Genç büyücü varlığıyla şimdiden şirkette çalışan bir çok kadının partnerlerine takım elbise giydirmelerine yol açacak kadar fantezisi olmuş haldeydi. Günlük hayattaki giyimi o haline göre daha klas duruyordu. Çıkardığı bere yüzünden dağılan saçlarıyla bile çok tatlıydı. Ilona'da onu bir kediymiş gibi yatırıp suratını hapır hupur öperek sevme isteği yaratıyordu. Girdiği ortamı incelemek için etrafı kesen mavi gözler genç cadının üzerinde sabitlendiğinde yüzüne nefis bir gülümseme yayılmıştı. Oda sıcaklığını kızıl cadının bedeni içinde bir kaç derece arttıracak bir gülümseme. Hoş, bu hizmetçi kız için de geçerliydi. Çantasını alırken ağzı açık genç adamı izliyordu. Ilona onun kadar acemice hislerini suratında belli etmemişti. El kendisine uzanıp “Seni burada da görmek ne güzel, gözümü şenlendiren dekoltelerin kraliçesi.” dediğinde bile şimdiye kadar duyduğu en güzel iltifat olmasına rağmen ciddiyetini dağıtmadı. Kim olduğunu bilmediğinden şuan kesinlikle emin olmuştu. Her zaman ufak oyunları sevmişti. Kendisine uzatılan eli sıktı. "Kısaca Ilona Fiorenza derler. Sen de Jorge olmalısın. Her zaman sana evini açmış bir adama, kızına bakarak mı teşekkür edersin?" Islak yün eldiveninin kesik yerlerinden çıkan parmakları üşümüştü. Tek bir hamlede yün kumaşı sıyırıp elinden çıkardı. Bir adımda aralarındaki mesafeyi kapattı. Alnına düşen ıslak saçlarını ince parmaklarıyla tarayarak geriye atarken yüzüne yayılan gülümsemeyle fısıldadı. "En sevdiğim." Saçlarından ayrılan eli avucunun içindeki üşümüş elinin üzerine kapanıp ısıttı. "Daha yeni geldi Ilona, bu kadar acımasız olma da genç adama odasını göster, biraz dinlensin." Yeşil gözlerini sesin sahibine çevirdi. Tombul hatları ve sert yüzüyle MaryLou her zaman olduğu gibi dağılan evi toparlıyordu. Ellili yaşlara merdiven dayamış kadın artık ev içleri yapamıyordu elbette ama o olmasa diğer çalışanlar bile işleri düzgün idare edemezdi. Hizmetçiye aval aval bakmayı kesip çantayı yukarı çıkartmasını işaret edip, kenardan genç adamı izleyen bir başkasını mutfağa göndermek gibi. Anneleri evi Ilona çok küçükken terk ettiği için onun yerine bu esmer kadını koymuştu. Söylediklerine hiç alınmadı. Yalnızca kaşlarını hafifçe kaldırıp masum bir ifadeyle acımasızlık yoruma cevaben "Benden ne zarar gelir ki?" dedi. Uslu bir şekilde yaşlı kadının sözünü dinleyip Jorge'nin elini bırakırken mavi bakışlarına arsızca göz kırptı.

    Peşinden gelen adama yol boyunca dönüp bakmadı. Gözünü şenlendirdiğini biraz önce öğrendiği Jorge'nun kendisini takip edeceğinden artık emindi. Odaya geldiklerinde büyücünün çantası çoktan çıkartılmıştı. Pencereden içeriye tüller yüzünden soluk bir ışık giriyordu. Bazı özel eşyalar kaldırılsa da bir kız odası olduğu oldukça barizdi. Duvarlardaki sevgi patlaması saçan tablolar bunun en büyük kanıtıydı. Bunun dışında beyaz demirden büyük bir karyola dışında pembe bir şifonyer, geniş bir çalışma masası ve kıyafet dolabı vardı. Çalışma masasının yanında duran kitaplık kişisel eşyalar kaldırılınca bomboş kalmıştı. Odanın kızıl saçlı cadı için tek güzel yanı yeri kaplayan yumuşak halıydı. Burada çıplak ayakla yürümek insana bulutların üzerinde ilerlemek gibi geliyordu. Ilona tül perdeyi açmak için cama doğru ilerlerken yerde duran kimlik kartına gözü takıldı. Bu şirketlerine ait olan bir kimlikti. Muhtemelen biraz ilerisinde duran sırt çantasından düşmüştü. Almak için eğilirken bahçede duyduklarına laf çarparak konuşmaya başladı. "Oda senin için gerçekten küçük ama bir süre durumla başa çıkmanı öneririm. Ne?" Kendisine gülümseyerek bakan genç büyücünün yüzüne yayılan endişenin nedenini öğrenmek için ona sormasına gerek yoktu. Anlaşılan cadının daha eline almadan okuduğu ikinci ismi "Rurik"in görülmesinden pek hoşlanmıyordu. Yine de okuduğunu çaktırmadı. Almak için kendisine gelen genç büyücüye muzip bir gülümsemeyle bakıp  korumak için arkasına sakladı. Birisi kızdığında genelde insanlar rahatsız olurdu fakat Jorge'nin hafifçe kırışan alnı onu daha da çekici yapıyordu. Sırf bunun içi bile onu kızdırmaya değerdi. Ilona yatağa doğru gerilerken genişleyen gülümsemesiyle bir kez daha "Ne?" diye üsteledi.





    Rurik'in rpnin sonundaki bakışı, temsili:

     
    Jorge Ivanov
    Jorge Ivanov

    Odamın yolunu kaybettim!!! E2Reh7B


    Mesaj Sayısı : 49

    Odamın yolunu kaybettim!!! Empty Geri: Odamın yolunu kaybettim!!!

    Mesaj tarafından Jorge Ivanov Salı Ara. 02, 2014 7:00 pm





    Kendisini evine almış bir adamın kızına bakmak mı? Onun bir Fiorenza olduğunu bilmiyordu, bunu yeni öğrenmiş olmasına rağmen yüzünde tek bir kas bile seğirmedi. Gerçi bilseydi bile bir şey değişeceğini sanmıyordu, bunun için Ferro önünde bir engel olamazdı çünkü Jorge istediğini elde etmeye alışıktı ve fazla gözü pekti. Demek adı Ilona’ydı… Kafasında beliren soru işaretinin cevabını aldıktan sonra genç adamın dudak kıvrımlarında bir gülücüğün izi belirir gibi olsa da bunu çok belli etmedi. Görünüşü dışında adının da hoşuna gitmesi kızı genç adamın listesinde en başa koymasına sebep olmuştu. Genç kızın göz kırpışına gülümsedi ve biraz fazla cilveli diye düşündü. Jorge’nin kafasından ne geçtiğini anlamak kolay değildi çokta zor durumda kalmadıkça tabii. Gerçi Ilona kendini zor durumda bırakacak gibi görünüyordu. Ona bir çeşit tatlı bela yakıştırmasını yapabilirdi. Genç kıza seslenen kadına baktı ve annesinden miras aldığı İspanyol geninin sıcaklığı ile yaşlı kadına gülümsedi. Bu özelliğini çok sık gösterirdi, özellikle artık kırkına yaklaşmış kadınlara, en kolay onlar etkilenirlerdi, artık yaşlanıyor olmalarından olsa gerek çabuk teslimiyet gösterirlerdi. Her kadına mavi boncuk dağıttığı zamanları geride bırakmıştı ve bu kırkların üzerinde olduğu belli olan kadına tek bir hareketin de ısınıvermişti. Onu ailesinden biri olarak görebilirdi. Ilona’ya baktı, evine gelen bir yabancıya bu kadar samimi davranması biraz fazla kışkırtıcıydı ama bu hoşuna gitmişti tabii sadece bu kendisi için geçerli bir durumdu. Elini tutan eli sıcaklığın vücuduna yayılmasına sebep oluyordu. Bu kız gerçekten çok fazla cezbediciydi. Ilona’yı takip edip merdivenlerden çıkarken yaşlı kadına. “Adios senorita.”dedi ve yeni girdiği evin genç hanımefendisinin peşine takıldı.

    Kendisine ayrılan oda çokta beklediği gibi olmasa da bodrum katında kalmış ve rutubet içerisinde bir haftasını hasta olarak geçirmiş biri için çok fazla iyiydi. Bu yüzden oda hakkında fazla yorum yapmadı, duvardaki birkaç tabloyu çıkartıp odanın renklerini bir süreliğinde o hellokitty tarzından uzaklaştırırsa rahat edebilirdi. Genç kız konuşurken yana döndüğünde onun kimlik kartını eline almış olduğunu fark etti, büyük ihtimal çantasından düşürülmüştü fakat bu hoşuna gitmemişti. Kimliğin de yazan isimin ve soyadının iş dışında görülmesinden çok fazla hoşlanmıyordu. Genç adama göre o sadece Jorge idi, yeni tanıştığı hiç kimseye gerçek kimliğinden bahsetmezdi ve ikinci adından da hoşlanmazdı. Ona sadece babası Rurik olarak seslenirdi ve o da kendi genlerinin baskınlığı korumak içindi. Rus steplerinde doğmuş ve yetişmiş genç adamın anne tarafından gelen İspanyol genleri her zaman daha fazla ağır basardı. Bazen Jorge kendini Kızıl Ordu ve Haçlı Ordusu arasında kalmış gibi hissederdi iki aile bir araya gelince ve öyle zamanlar yaşardı ki her seferinde gidip kendini balkondan aşağı atmak isterdi... Bir kere annesi İspanyolca dışında herhangi bir dil bilmezdi, onun ardından gelen akrabaları da. Annesi yıllarca İspanyolca dışında herhangi bir dil konuşmayı reddetmiş, babasına da onunla evlenmek için kendi dilini öğrenmesi koşulunu öne sürmüştü, çocuklarını da buna göre yetiştirmek istese de babasının otoriter baskısı altında iki anadil dışında iki farklı dil olan Fransızca ve İngilizce’yi de öğrenmişti.

    Babasının akrabaları ve annesinin akrabaları bir araya geldiklerinde ve yemekte birlikte koca bir masa etrafında toplandıklarında savaş çıkacakmış gibi hissederdi. O kadar hızlı ve el kol hareketleri eşliğinde o kadar ateşli konuşurlardı ki, içlerinden birinin cebinden silah çıkartıp havaya ateş açacağını düşünürdü.  Bir de yetmiyormuş gibi bütün gün onlara tercüme yapmaktan sofradan en son ve aç kalmış olarak bitkin bir şekilde kalkardı. Bazen kaçtığı için şanslı olduğunu düşünürdü bu yüzden, çünkü hiçbir zaman yalnız kalmaya ve kafasını dinlemeye fırsat bırakmazlardı. Genç kıza yanaştı ve elinden kartını almaya çalıştı fakat Ilona’nın pes etmeyeceğini fark ettiğinde genç kızın üzerine doğru yürüdü. “Bakalım bu durumla başa çıkabilecek miyim?” dedi ve genç kızı yatak ile kendi arasında sıkıştırdıktan sonra ona İspanyolca çekici olduğunu söyledi. Ilona’yı iyice sıkıştırıp bacaklarının arasına dizini yerleştirdi ve kızı omuzlarından hafif bir dokunuşla yatağa iteleyip üzerine uzandı, bu sayede genç kızın bacaklarını aralamasını sağlamış ve üzerine abanmıştı. “En kalpsiz adamı bile kendine âşık edebilirsin.” Dedi bu sefer Rusça söylemişti. Genç kızın yatağın örtüsü üzerine yayılan kızıl saçlarına ve kırmızı dudağına baktı, neredeyse burun buruna gelecek kadar sokulmuştu dibine. Bu sefer ortak dile dönüp“Tanıştığımıza memnun oldum Ilona Fiorenza ben de Rurik Ivanov.” Dedi ve dudağını genç kızın dudağına sert bir öpücükle bastırıp hapsetti.

     
    Ilona Fiorenza
    Ilona Fiorenza

    Odamın yolunu kaybettim!!! E2Reh7B


    Uyruk : Dan/İtalyan.
    Lakap : BİÇİ BİÇ.
    Mesaj Sayısı : 94

    Odamın yolunu kaybettim!!! Empty Geri: Odamın yolunu kaybettim!!!

    Mesaj tarafından Ilona Fiorenza Perş. Ara. 04, 2014 12:04 pm






    Küçük bir çocuk gibi yüzünde muzip bir gülümsemeyle elindeki kimliği almaya çalışan adamdan kaçırıyordu. Bunu yaparken yaşıyla beraber gelmesi gereken olgunluğa hiç yakışmayacak bir şekilde eğleniyordu. Elinden almak için ufak hamlelerde bulunan genç adamdan kaçırmak için kolunu arkasına sakladı. Üzerine gelen adamdan kaçmak için geriye ufak adımlar atarken karyolanın demirine çarptı. Başını geriye çevirip ne olduğuna baktı. Düşmemek için bedenini öne doğru ittiğinde bu sefer başka bir şey tarafından durduruldu. Beyaz çarşaflardan ayrılan yeşil bakışları önüne döndüğünde Jorge ile burun buruna geldi. İngilizcesine karışan aksanının yarattığı çekicilik yeterince etkili değilmiş gibi cadıya anlayamadığı İspanyolca bir kaç kelime fısıldadı. Kelimelerin teninde dağılıp kulağını uğuldatışını görmezden gelmeye çalıştı. Hatta ilk kez içinde bulunmak istediği anın büyüsüne kapılmaktan çekindiği için bu kıskaçtan kurtulup odada kaçmayı düşündü. Fakat genç büyücünün usulca bacaklarının arasına koyduğu dizi Ilona'ya pek tercih fırsatı bırakmıyordu. Omuzlarına dokunan ufak bir itiş tüm bu acil çıkış planlarını yok etti. İnce vücudu yumuşak bir şekilde yatağa gömüldü. Uslu bir şekilde çarşaftan yükselen yumuşatıcı kokusunu ciğerlerine çekerek genç adamın üzerine çıkmasını bekledi. Genç büyücünün dudakları ikinci kez aralandığında sözcükler Rusça olduğunu tahmin ettiği bir dildeydi. Kızıl saçlı cadı duruma yine Fransız kalsa da bu sefer sözcüklerin içinde barındırdığı tutkuyu mavi gözlere bakarak hissedebilmişti. Bu sözsüz anlaşmalarında Jorge'nin de kendisine yaslanmış göğsünün altında çarpan kalbini duymamasını diledi. Henüz genç cadının da anlamlandıramadığı bir duyguyla kalp atışları hızlanmıştı. Jorge'yi tanımadan kadınları bilen bir erkek olduğunu anlayabilirdiniz. Henüz kendisinin ne olduğunu bilmediği bir şeyi ondan duymak dahası dalga geçişine katlanmak istemiyordu.

    En sonunda İngilizce'ye dönmeye karar veren adam cümlesinin sonuna noktayı koyduktan sonra Ilona'ya bir solukluk zaman bırakmıştı. Henüz sesini duymasının yarattığı şapşallığı atlatamamışken genç büyücü dudaklarını cadınınkilerin üzerine bastırdı. Tam hayal edeceği gibi sert bir öpücüktü. Ilona'nın pek narin biri olmadığı kolaylıkla anlaşılabilirdi. Erkeklerin kadınlara narin bir şey gibi davranma gibi bir saçma bir huyları vardı ve bu yaklaşım kızıl cadıya pek hitap etmiyordu. Dizlerini karnına çekip genç büyücünün beline doladı. Eli biraz önce aşağıda düzeltmek için dokunduğu saçların arasına bu sefer karıştırmak istercesine daldı. Kendisini kaptırıp nefes almayı unutturan dudaklar geri çekildiğinde derin bir soluk aldı. Şimdi bütün büyünün bozulması gereken andı. Ilona bir kahkaha atıp tam da bu anda sevişmeyi mahvedecek ya da gururunu kıracak olmayı önemsemeden ona "Annen bir kedi yavrusu bekliyordu sanırım. Göbek adın ne Yuri falan mı?" diye sormalıydı. Fakat bu sefer adının ne kadar komik olduğu kızıl saçlı kadının umurunda bile değildi. Sadece şirket karşılaşmalarını kast ederek "Bunu daha önce yapmalıydın." dedi. Üç ay boyunca şirket koridorlarında karşılaştığı adamın dudaklarında böyle bir tadın olduğunu bilseydi Tanrı biliyor onu şimdiye dek etraftaki gözleri umursamadan öperdi. Eli Jorge'nin t-shirtünden içeri girdi. Pürüzsüz tenini okşayarak kumaşı sıyırdı. Boynundan geçirip üstünü çıplak bıraktı. Hafifçe doğrulmuş bedenini çarşafın üzerine bırakıp genç büyücünün kusursuz fiziğine baktı. Bazı erkeklerin kıyafet giymesi yasak olmalıydı ve bu cezaya ilk Jorge'den başlanılabilirdi.

    Yeniden bir öpücük için kendisine çektiğinde kapı iki kere çaldı. Gelen elbette ki MaryLou'ydu. Bu evde onun kadar kötü izin isteyen bir başkası yoktu. Hoş, zamanında bu ani girişleri bir çok kazaya ve kavgaya engel olmuştu. Buna alışık olmayan Jorge'yse sıçramıştı. Babasının elinde asası onları bastığını falan sanmış olmalıydı. Beline dolanmış bacaklarıyla geriye kaçmasını engellerken bir yandan da kıkırdadı. Aynı Jorge gibi İspanyol melezi olan yaşlı kadınsa ana dilinde bir dua mırıldanarak bu ana ayrı bir dram katıyordu. "Yemek hazır küçük hanım ve içeri giren kişi Bay Ferro olmadığı için çok şanslısınız!" Geldiği gibi hışımla giden kadının arkasından Ilona yalnızca kahkaha atabilmişti. Bay Ferro'nun üst kata asla çıkmadığını, odasının zemin katta, evin sağ kanadında olduğunu bu evde yaşayan herkes bilirdi. Eğer çıksa bile muhtemelen Ilona'nın ne yaptığını umursamazdı. Tatlı kadın Rus misafirin gözünü korkutmak istemişti. Bu manzarayı gördüğüne şaşırmış gibi davranmasına rağmen Ilona aslında hizmetçi kızları göndermek yerine kendisinin gelmesinin de aynı sebepten ötürü olduğunu biliyordu. Günün kurbanı Jorge babasını bekletmemekle ilgili bir şeyler söylediğinde kollarını genç büyücünün boynuna doladı. Biraz önce yarım kalan öpücüğü tamamlamak istiyordu. Elinde olsa dördüncü sınıf Hogwarts öğrencileri gibi onunla devamlı öpüşebilirdi. Dudaklarının arasına aldığı alt dudağını hafifçe ısırdı. Canı acıyan adamın refleksle geri çekilmesine izin verdi. Zaten sıyrılan eteğinin altındaki bacaklarında gezen elleri göz önüne alındığında kızıl cadı başka türlü Rurik'ten ayrılamayacaktı. Bu vahşi hamlesine yakışmayacak bir tatlılıkla burnunun ucunu boynuna doğru kedi gibi sürdü. Teni kendisini cezbedecek kadar güzel kokuyordu. "Babam yemeklere inmez yalnızca tatlı ve kahveye eşlik eder." dedi. Omuzlarını silkti. "Ama sen çok açsan hemen inebiliriz Rurik." Sözlerinde bir dokundurma yoktu. Genç adam inmek istese muhtemelen iner ve her zaman olduğu gibi tatlısını önden yerdi. Tatlıda ne olduğunu düşünmek bile cadıyı biraz acıktırmıştı. Tabi kendisine bakan büyücüye olanın yanında bu hiç bir şeydi.

     
    Jorge Ivanov
    Jorge Ivanov

    Odamın yolunu kaybettim!!! E2Reh7B


    Mesaj Sayısı : 49

    Odamın yolunu kaybettim!!! Empty Geri: Odamın yolunu kaybettim!!!

    Mesaj tarafından Jorge Ivanov Ptsi Ara. 08, 2014 8:45 pm





    İçeri gelmesini beklemediği kadının varlığı ile bir an afallamış olsa da kendi toparlaması uzun sürmemiş olan genç adamın Ilona’nı kışkırtması ile daha zor durumda kalmasına diyecek herhangi bir söz bulunamazdı. Saçları alev misali parıldayan genç kızın kişiliği de en az saçları kadar kızıldı ve bu genç adamı bir şekilde etkisi altına almıştı. Daha önce birçok kadınla birlikte olmuş ve birçok bakirenin kadınlığa erişini birlikte tatmıştı fakat hiçbiri ile şu an Ilona’nın kollarında hissettiği o garip heyecanı hissetmemişti. Onunla bu kadar yakınken kendini ilişkiler konusunda toy bir delikanlı kadar garip hissediyordu. Bu yüzden genç kız Jorge’ye göre küçük tatlı bir baş belasıydı ve Jorge her zaman garip bir şekilde belaların üzerine yürürdü. Onda o an çok güzel olması dışında ne bulduğunu anlamamıştı fakat doğunun mistik havası kadar çekici, etrafa yayılan o tütsüler kadar baş döndürücü bir kokusu vardı ve yetmiyormuş gibi pürüzsüz teninin yumuşaklığı genç adamı kendinden almıştı. Yaşlı kadının kapıdan çıkması ve alt dudağını ısıran Ilona’nın canını acıtmasından sonra onun bu hareketine kısa süren bir tepki verse de sonun da pes edip dudak kıvrımlarında kışkırtıcı bir gülümseme yerleştirdi. Yerinde hangi erkek olursa olsun Ilona’nın bu sokulganlığına karşı koyamaz ve alt tarafta varlığından emin olduğu ev sahibinin korkusu ile ikilemde kalırdı. İlk birkaç dakika bu Jorge için de geçerli olsa da sonrasında önemini yitirdi, bir iş yerinden ya da bir evden kovulmaktan korkmuyordu bundan çok daha zor durumlarda kaldığı ve çok daha zor durumlar yaşadığı olmuştu. Eğer korkuyor olsaydı evin hanımefendisini altına almakta birkaç saniye tereddüt ederdi fakat Jorge düşünmemişti bile.

    Ferro Fiorenza’yı yükselmek veya bir yerlere gelmek için kullanmıyordu, onun gözüne girebilmek için yağ çekmekte bir an bile geri kalmayan bir düzine çalışanı vardı ve Jorge bunlar arasında değildi. Belki de bu yüzden şu an buradaydı ve işvereni düşünmeden kendi evini ve özelini Jorge ile paylaşmıştı. Bundan sonraki günlerde işe Bay Fiorenza ile her gittiğin de biraz daha fazla göze batacak ve sevenleri biraz daha azalacak gibiydi. Kıskançlığın bir insana yaptıramayacağı şey yoktu… Genç kızın son sözü ile daldığı o kısa süren düşüncelerden uzaklaştı ve Ilona’nın kalçasını kavrayıp biraz daha kendine çekti. Genç kızın bacaklarının arasında sert kasıklarını aniden onunkilere bastırdı ve bu ani hareketinin ardından bir an kasıldı. Nefes alıp verişleri sıklaşırken genç kızın gülümseyen yüzünü ve vücudunu biraz daha fazla arzuladığını fark etti. Kendisine ne olduğunu bilmiyordu, o da diğer kızlar gibi sıradan ve basit olmalıydı, böylece Jorge bir anlık hevesini giderip peşini bırakacaktı fakat tam tersi duygulara kapıldığını hissetti. Onu daha önce defalarca görmüştü fakat hiç bu kadar yakın olup arzulamamıştı, koyulaşan gözlerinin ardında genç kızın boynuna uzandı dudağını boynundan köprücük kemiğine ve oradan göğsüne doğru ufak öpücüklerle yol çizdi ve birkaç saniye sonra durup bir anda başını kalırdı. Sanki az önce hissettiği arzu ile kararan gözlerle bakan kendi değilmiş gibi babasının genlerinden aldığı o Rus soğukluğu geri gelmişti. “Ben kendimi doyurmadan önce bir duşa girsem iyi olacak. Çok uzun sürmeden aşağı iner ve yemeğe katılırım.” dedi.

    Genç kızın konuşmasına fırsat vermeden arkasını döndü ve banyoya ilerleyip kapıyı kapadı. Duşu açtığı için onun çıkıp çıkmadığından emin değildi, kapının sesini duymamıştı, pantolonunun kemerini çözdü ve soyunup duşa girdi. Aradan ne kadar zaman geçtiğini saymamıştı, biraz duş ve yemekten sonra dinlenmek iyi gelecekti ve henüz bu evin kurallarını bilmediğinden nasıl davranacağını bilmiyordu mesela Ivanov ailesinin evinde düzenli yemek saatleri olurdu ve yemekten önce masa başında tüm aile üyeleri toplanıp birlikte dua ederler ve öyle yemeğe başlarlardı. Duştan çıkıp kurulandı ve üzerine temiz kıyafetlerini giyinmek için az önceki çantasını aradı, hiçbir yerde bulamıyordu, dolapları karıştırdı, yerleştirilmemişti bile. Beline sardığı havlu ile odanın ortasında kısa bir an dolaştı ve hiçbir sonuca varamayıp kapıyı açtı, hizmetçilerden birine seslenip çantasını bulmasını söyleyecekken kapının önünde duran siyah, çizgili iç çamaşırını gördü. Eğilip hızla aldı ve üzerine geçirip havluyu bir kenara attı ve hole çıktı, ortalıkta kimse görülmüyordu önce tereddütlü birkaç adım attı sonunda herhangi bir ses duymayınca ağır adımlarla aşağı indi. Pantolonu merdivenlerin üzerinde öylece duruyordu, eğilip hızla aldı fakat üzerine geçirmesine fırsat kalmadan MaryLou yanında çalışanlardan bir genç kız ve üzerinde kendi t-shirti ile duran Ilona’yı görünce olduğu yerde kaldı. O an donup kaldığı ve durumunu açıklayacak herhangi bir söz bulamadığı için ortada garip bir sessizlik olmuştu. Yaşlı kadının haç çıkarttığını görebiliyordu.
     
    Ilona Fiorenza
    Ilona Fiorenza

    Odamın yolunu kaybettim!!! E2Reh7B


    Uyruk : Dan/İtalyan.
    Lakap : BİÇİ BİÇ.
    Mesaj Sayısı : 94

    Odamın yolunu kaybettim!!! Empty Geri: Odamın yolunu kaybettim!!!

    Mesaj tarafından Ilona Fiorenza Ptsi Ara. 15, 2014 4:29 pm






    Büyücünün kasıklarına bastırdığı vücudunu geri çekmesiyle Ilona kapanmış gözlerini aralamak zorunda kaldı. Karşılaştığı bakışlar maviliğine yakışacak kadar soğuktu. Görenin içini buz kesebilecekken Jorge'nin İspanyol kanında donduruculuğunu kaybediyor, geriye yalnızca çekiciliği kalıyordu. Cadının kulaklarına çarpan kelimeler harika aksanıyla birleşince biraz önce anadilinde söylediği iltifatlar gibi gelmişti. Ilona'yı yatakta yalnız bırakana kadar söylediklerinin ciddiyetinin farkında değildi. Beyaz çarşafa dağılan kızıl saçlarıyla baş başa kaldığında bile henüz bunu idrak etmeye çalışıyordu. Bıraktığı nefesinin sesini duyduğunda ne kadar uzun süre içinde tuttuğunu fark etti. Hala teninin üzerinde o sert öpücüklerin varlığını hissediyordu. Dahası anımsadığında içinde tatlı bir heyecan beliriyordu. Kızıl cadı yüzünde şaşkın bir gülümsemeyle yerinden doğruldu. Büyücünün üzerindeki etkisini atmak için silkelendi. Bir erkeğin karşısında dördüncü sınıfa giden bir çocuk gibi titreyemezdi. Aksine onu arzudan kıvrandırırdı ve bunu hiçbir şey hissetmeden yapardı -ya da henüz böyle olduğunu sanıyordu.-

    Banyonun kapısını araladı. Yüzüne çarpan sabun kokulu buhardan kurtulmak için eliyle yelpaze yaptı. İçerisi boğucu derecede sıcaktı. Jorge kendisini duş adı altında istakoz gibi  haşlamak istiyor olmalıydı. İki küçük adımda yerdeki kıyafet yığınına ulaştı. Koluna taktığı sırt çantasından bir iç çamaşırı çıkarıp kapının dış koluna astı. Yuvarlak kapı tokmağından kayıp yere yığılan kumaş parçasını geri yerine koymaya çalışmadı. Nasıl olsa görecekti. Holün sonundaki merdivenlere doğru ilerlerken bir yandan da bluzunu çıkarttı. "Emmy!" Hizmetçi kıza üçüncü seslenişinde merdivenlerden minik adımlarla yanına koşturuşunu gördü. Çantayı sarışın koftinin eline tutuşturdu. Eteğini sıyırıp çıkardı ve kızın kucağındaki çantanın üzerine koydu. Sadece t-shirt ve topuklu ayakkabılarıyla kalmıştı. "Bay Ivanov'un eşyaları temizlenecek ama sabaha mutlaka hazır olsunlar." Kızın kendisini süzmesine aldırış etmedi. Rahat bir şekilde kıza göz kırptı. Bakışlarının yakalanmasından duyduğu utançla yalnız bırakıp aşağı indi. Merdivenin son basamağına büyücünün pantolonunu bıraktı. MaryLou haklıydı, ilk günden bu kadar acımasız olmamalıydı.

    Hizmetçi kızlar ısıtılan yiyecekleri ve kahveyi masaya götürüp son işleri hallediyorlardı. Cadıysa tüm bu kargaşanın içinde merdivenin karşı çaprazında kalan mutfak kapısına yaslanmış keyifle elma kemiriyordu. Jorge'nin pantolonun peşinden gelişini kaçırmak istemiyordu. Biraz sonra genç büyücü siyah iç çamaşırıyla göz hizasına geldiğinde on dakikadır beklemesine değdiğini görebiliyordu. Rus görünümlü İspanyol kadın topluluğu karşısında far görmüş tavşan gibi kalmıştı. O öz güvenini bir anlığına kaybetmiş olmalıydı. Söyleyecek bir söz bulamamıştı. Bu gerilimi bozan MaryLou oldu ve kıkırdayan kızları yemek odası, mutfak arasında paylaştırarak dağıttı. Ilona'ysa sessizce durduğu yerden Jorge'nin ıslak vücudunu izliyordu. Belki hiç sesini çıkarmasa arada kaynayabilirdi ama elmadan aldığı son bir ısırık mavi bakışları üzerine çekti. Yüzünden üzerindeki t-shirte inen gözlerde hafif bir kızgınlık vardı. Bu kızıl cadıyı ürkütmeye yetmemişti. İçinden kahkahalarla gülmesine rağmen ciddi bir yüzle her şeyin sebebi kendi değilmiş ve olanları asla onaylamıyor gibi başını iki yana salladı. Elmayı tutan eliyle haç çıkarıp yaşlı kadının arkasından yemek odasına doğru ilerledi.

    Masanın düzenini kendisi ayarlamıştı. Büyücüyle ikisi yan yana otururlarken babası karşılarında kalıyordu. Ilona yerine yerleştiğinde yemek odasına açılan başka bir kapıdan Ferro Fiorenza girdi. İlk gördüğü kendisiyle aynı anda içeri adım atan yarı çıplak Jorge'ydi. Kızıl cadı bu sefer kıkırdamasına engel olamadı. Bir süre babasının açıklama beklemesini ve büyücünün sessizliğini izledikten sonra yeterince acı çektirdiğine inanarak söze girdi. "MaryLou gelir gelmez tüm kıyafetlerini çamaşır odasına götürdü. Zavallı, üzerindekileri zor kurtardı." Bu gerçekten yaşlı kadının yapacağı bir şeydi. Ferro'nun yüz hatları bunu bildiğinden yumuşadı ve yerine geçti. Jorge dışında herkesin önünde tatlı ve kahve vardı. Krema üzerine yanmış karamel. Ilona sanki tatlıya söylüyormuş gibi "Çok güzel kokuyorsun." diye fısıldadı. Bakışlarını tabağından kaldırmamasına rağmen kendisine dönen mavi gözlerin farkındaydı. Bu umursamaz görünüşüne rağmen Ferro Fiorenza salak bir adam değildi. Kızının yüzüne bakmadan kahvesini karıştırırken "Seninkiler de yıkamada herhalde Ilona." dedi. Cadı yanında oturan adamın sırtının gerginlikle dikleştiğini hissedebiliyordu. Buna rağmen kendi yüzünde arsız bir gülümseme vardı. Çok uzun zaman önce asla ona kendisini sevdiremeyeceğini anlamıştı. Zaten adam da kızının ne kadar umurunda olduğunu göstermek istiyor gibi muhatabını değiştirmişti. Sesi Ilona'ya olduğundan çok daha içtendi. "Odana yerleşebildin mi evlat? Umarım Ilona seninle gelir gelmez uğraşmaya başlamamıştır." Babasının sözleriyle birlikte kızıl cadı elini genç büyücünün bacağına attı. Dokunuşları yavaşça kasığına doğru çıktı.


     
    Jorge Ivanov
    Jorge Ivanov

    Odamın yolunu kaybettim!!! E2Reh7B


    Mesaj Sayısı : 49

    Odamın yolunu kaybettim!!! Empty Geri: Odamın yolunu kaybettim!!!

    Mesaj tarafından Jorge Ivanov Çarş. Ara. 17, 2014 10:55 pm




    Jorge kendini bir grup tavuğun arasında kalmış horoz gibi hissederken gerilmemek elde değildi, üstelik sadece iç çamaşırı ile duruyordu, bu özgüven sahibi biri için sorun değildi fakat özgüven gerektirecek bir durum değildi bu, daha başka boyutlardaydı. Eve girdiğinin ilk günüydü ve Ilona şimdiden başına iş açacak gibi görünüyordu. Üstelik MaryLou tarafından zampara ve uçarı biri gibi gözüktüğünün farkındaydı. Ilona’ya kısa bir bakış attı bunun hesabını onu bir yerde sıkıştırıp zor durumda bırakarak alabilirdi. Belki de geldiğinden beri kafasını kurcalayan şeyi deneyebilir ve biraz tadına bakabilirdi. Hızla pantolonunu üzerine geçirdi ve kemerinin nerede olduğuna aldırış etmeden ilerledi, vücudunun neredeyse yarsını dövmeler kaplıyordu. Bundan birkaç yıl önce sonuncuyu yaptırmıştı ve hepsinin ayrı bir anlamı vardı ve farklı ellerden çıkmıştı. Bunalımlı geçen ergenlik döneminden sonra vücutlarının gereksiz yerlerine dövmeler yapan tiplerden değildi ve neyse ki hiçbir zaman da olmamıştı. Çoğu şeyi sadece canı istediği için yapardı, bir süre sonra Ilona’nın kışkırtmasının intikamını almak gibi. Bunu henüz nasıl yapacağını bilmiyordu fakat bir şekilde gece odasının yolunu kaybedebilirdi… Derin bir nefes aldı ve nemli saçlarını geri itti. Geldiğinden beri dinlenmemişti, planlarının arasında ilk sırada bu vardı. Masaya ilerlediğinde Ferro ile karşılaştığında gerildi, neyse ki adam bu haline fazla tepki vermemişti. Masaya yerleşti, bu şekilde durmak ona rahatsızlık verse de kısa bir süre sonra alışacaktı. Her ne kadar gözler sürekli üzerinde olsa da… Yemeğini kısa kesip odasına çıkabilirdi.

    Masanın üzerinden su bardağını aldı ve hafifçe yudumladı “Ilona uslu bir kız.” Dedi kinayeli cümle kurmaya çalışırken bacağına yerleşen el yüzünden içtiği su genzine kaçtı ve öksürmeye başladı. Ilona gerçekten bir baş belasıydı fakat tatlı bir belaydı Jorge bundan her ne kadar hoşlanıyor olsa da şu an yaptığı şey sadece kendisini zor durumda bırakıyordu ve genç kızında bundan büyük bir haz aldığının farkındaydı. Hiçbir şey olmuyormuş gibi davranmaya çalışmak oldukça zordu üstelik pantolonunda dolaşan elin varlığından sonra. “Oda oldukça rahat fakat henüz yerleşemedim.” Dedi boğazını temizlemeye çalışırken hafifçe yutkundu ve dirseğini masaya koyup hiçbir şey olmuyormuş gibi davranmaya çalıştı. Ilona’nın eli kasıklarına yerleşirken normal davranmak için çabalıyordu adeta. Yavaşça genç kıza döndü ve fısıltı halinde “Ilona sokulgan bir kedi gibi davranmaya devam edersen odana gelip seni sabaha kadar becerir ve kıpırdayamayacak hale getiririm. Emin ol bu bir süredir istediğim tek şey.” Uyarır gibi konuşsa da bunun onu etkileyeceğini pek sanmıyordu zira Ilona umursamaz bir genç kızdı ve Jorge’de boş iddialarda bulunmaz söylediğini yapardı.

    Bay Fiorenza’ya geri döndü ve “Aslında kıyafetlerim gelene kadar odama çıksam iyi olur bu şekilde durmaktan rahatsızlık duyuyorum Bay Fiorenza. İzninizle.” Dedi ve yaşlı adamın başıyla onaylamasından sonra yerinden kalktı ve hızla odasına çıktı. Ilona ile ne yapacağını bilmiyordu, ondan hoşlanıyordu fakat o Fiorenza’nın kızıydı ve çok fazla kışkırtıcıydı. Odasının kapısını hafifçe iteledi ve yatağa uzandı aradan ne kadar zaman geçtiğini bilmiyordu, yatağın üzerinde örtüyü bile çekmeden öylece uyuya kalmıştı. Şansına yatakta yumuşak ve sıcaktı, her ne kadar odanın renkleri zevkini yansıtmasa da bunları sonradan düzenleyebilirdi hafifçe döndü ve sırt üstü uzandı uykusunda dönmek huyu değildi ama gıdıklandığı için doğal olarak tepki vermişti, gözlerini açmamak için zorlasa da vücuduna değen hafif ne olduğunu çözemediği şey yüzünden huylanıp tepki veriyordu. Yavaşça gözlerini açtı loş oda da karanlık iyice çökmüş kapamayı unuttuğu perdelerden ve açık camdan içeri ay ışığı süzülmeye başlamıştı. Mavi gözlerini kızıl saçların sahibi yüze çevirdi ve Jorge istemsiz şekilde gülümsedi. Ay ışığı kızın yüzüne vuruyor ve ona mistik bir güzellik katıyordu. “Ferro’nun kızı olduğun için kendimi tutuyorum fakat ben bir Buda değilim Ilona” genç kızın çenesinden tutup ona uzandı ve dudağıyla genç kızın dudağını aralayıp kiraz tadındaki dudağı üzerinde keşfe çıktı.

    .:
     
    Ilona Fiorenza
    Ilona Fiorenza

    Odamın yolunu kaybettim!!! E2Reh7B


    Uyruk : Dan/İtalyan.
    Lakap : BİÇİ BİÇ.
    Mesaj Sayısı : 94

    Odamın yolunu kaybettim!!! Empty Geri: Odamın yolunu kaybettim!!!

    Mesaj tarafından Ilona Fiorenza Cuma Ara. 19, 2014 11:16 pm






    Genç büyücünün fısıltısı karşısında Ilona kaskatı kesilmişti. Jorge kendisiyle eğlenilmesini noktalayan sözlerinin hemen arkasından babasına dönüp izin isteyerek odayı terk etmeseydi yanındaki kızın şaşkın halini görebilirdi. Bu akşam da Ilona için en başından beri bir eğlenceydi. Uzadıkça sıkılacağını, hatta büyücünün söylediği gibi kapısında gördüğünde daha çok zevk almak için red bile edebileceğini düşünüyordu. Oysa kasılan kasıkları deplasmanda kaybettiğini müjdeliyordu. Sandığının aksine fena halde etkilenmişti. Bu akşam bir kaç sayı atmayı başardığı doğruydu ama snitchi kapıp oyunu kapatan Jorge olmuştu. Yeşil gözlerini odadan çıkışını izlediği adamdan tabağına çevirdiğinde, kendisine şüpheli gözlerle bakan babasıyla göz göze geldi. Bir dakikadır geviş getirir gibi çiğnediği muhallebi kıvamındaki tatlıyı yutmaya karar verdi.

    Geri kalan zamanı, burada kaldığında yaptığı gibi mutfakta bir şeyler okuyarak ya da iş yapan kızlarla sohbet ederek öldürmüştü. Dergi karıştırırken bir sonraki günün hazırlıklarını kahvesini yudumlayarak yaptıran MaryLou'nun dizinin dibinde olmayı seviyordu. Onda hiç tanımadığı anne sıcaklığını alıyordu. Aynı şekilde kofti kadının da bir kızının olmaması aralarındaki bağı gerçek kılmıştı. Bu sevgi beraberinde bazen azarlanmalar da getiriyordu elbette. Ilona'yı büyütenin kendisi olması bazı durumlarda hayal kırıklıkları yaşamasına neden olabiliyordu. Akşam Jorge'nin düştüğü durumun asıl sebebinin kızıl cadı olduğunu bildiğinden yaşlı kadından iyi bir fırça yemişti. Bir ara iyice azıttığını, biriyle evlenip bu şımarıklığından kurtulmak için babasını ikna etmekle bile tehdit edilmişti. Ilona bütün bunları gülerek dinlemişti. Yaşlı kadının bütün bunları yalnızca iyiliğini istediği için söylediğini biliyordu. Bu hayatta kendisini ondan başka önemseyen birisi de yoktu. Dahası aklı yemekteki sözlerdeydi. Jorge gerçekten odasına gelecek miydi yoksa pantolonun intikamını almak için kendisini korkutmaya mı çalışıyordu? Merdivenlerden çıkarken de bu soru kafasındaydı. Eli kapı koluna gittiğinde son bir kez tereddüt ettikten sonra elini çekti ve Jorge'in odasına doğru ilerledi. Kapıyı hafifçe araladı. Oda karanlıktı. İçeri girip kapıyı arkasından örttü. Gözleri alışana dek beklediğinde başta zifiri karanlık gibi gelen akşamın ay ışığıyla loş da olsa etrafı transparan bir şekilde sardığını gördü. Altına sakladığı her şey az da olsa seçiliyordu.

    Yakışıklı büyücü örtüyü bile çekmeden yatağın üzerine sızmıştı. Çıplak göğsü dövmelerle doluydu. Kızıl cadı dövmeleri her zaman seksi bulurdu. Yaptırmayı düşündüğü bile olmuştu fakat istediklerine sahip olamadığı gerçeği yüzünden yalnızca simgelerle üzerinde kalıp kendisini mutsuz etmesinden çekinmişti. Jorge kendisine göre daha cesur olmalıydı. Bugün yaptığı her hamleye verdiği karşılık bu düşüncesini destekliyordu. Yanına oturdu ve yüz hatlarına baktı. Uyurken bile tatlıydı. Yüzündeki ciddi ifade Ilona'nın gülümsemesine neden oldu. Ne için içeri girdiğini unutmuştu. Uyandırmak yerine yanına kıvrılıp uzanmak istedi. Genç adamın gözlerini aralayıp karşısında kendisini izlerken bulmasını istemezdi. Parmakları vücudundaki dövmelerin üzerinde gezindi. Siyah boyayı takip edip omuzuna kadar çıktıktan sonra kıpırdanıp sırt üstü uzanan adamın göğsüne doğru bir yarım daire çizdi. Başını bedeninden yüzüne kaldırdığında renkleri örtüp dünyayı siyah beyaz yapan gecede bile parlayan mavi gözleri gördü. Söyledikleri çok hoşuna gitmiş sayılmazdı. Şımarık bir yönü olduğu doğruydu ama babasına güvenip yanındaki çalışanları rahatsız eden bir zengin kızı gibi görülmek istemiyordu. Bu güne dek babasının çalışanlarından birisine ilk kez asılıyordu. Takım elbiseli adamları pek çekici bulmamıştı. Andy hariç, ki o bile Jorge'ye duyduğu arzunun yarısını yaşatamamıştı. Yerinden doğrulup Ilona'yı çenesinden tuttuğunda daha dudakları dudaklarına değmeden masada hissettiği heyecanı yaşadı. Yumuşak öpücüğe aynı şekilde karşılık verdi. Her ne kadar genç adamın dudakları bir tül gibi zarif bir şekilde ağzının üzerinde geziniyor olsa da içindeki tutku ilkinden daha aşağı kalır bir yana sahip değildi. Geri çekildiğinde gülümsedi, genç adamın ana dilini kullanmasının intikamını almak için İtalyanca "Sen kazandın ama bu sefer kaçmana izin vermeyeceğim." dedi. Gerçi bir İtalyan şirketinde çalıştığına göre biliyor olabilirdi ama anlamasının önemi yoktu. Kulağına doğru eğildi. Saçlarından burnuna çarpan şampuan kokusu hoşuna gitmişti. Kulak memesini dudaklarının arasına aldı. Diliyle ıslattıktan sonra nefesini vurarak İngilizce devam etti "Ben de uslu bir kız değilim Rurik Ivanov." Bacağını genç büyücünün bedeninin öbür tarafına atıp üzerine çıktı. Tam kasıklarının üzerine oturdu, bacaklarının arasındaki sert kot kumaşı göğsünde gezen ellerinin altındaki sıcak tenin yumuşaklığında tezat oluşturuyordu. Nasıl olsa biraz sonra ondan da kurtulacaklardı. Gereksiz kıyafetlere ilk hamle ikinci kez cadıdan geldi genç adamdan çalıntı t-shirtü üzerinden sıyırıp fırlattı.


     
    Jorge Ivanov
    Jorge Ivanov

    Odamın yolunu kaybettim!!! E2Reh7B


    Mesaj Sayısı : 49

    Odamın yolunu kaybettim!!! Empty Geri: Odamın yolunu kaybettim!!!

    Mesaj tarafından Jorge Ivanov Salı Ara. 23, 2014 12:35 am




    .............

    Genç kızın kucağından kalkmasına izin vermeden oturur vaziyete geldi ve onu güzel kıvrımlara sahip kalçasından kavrayıp biraz daha kendine çekerek bastırdı. Böyle yaptığında onun kadınsılığını sert tenine bastırırken arzularının kendisini yönetmesine engel olamıyordu. Böylece Ilona’ya hemen sahip olmak istiyordu, fakat henüz erkendi. Genç kız kucağında otururken ve bu kadar yakınındayken teninden yayılan çekici koku kendini cezbediyordu. Onun ellerinin omuzlarından sert göğsüne kaymasına izin verdi ve elini uzatıp omuzlarına düşen birkaç tutam saçı geri itip dudağını boynuna gömdü. Teninin sıcaklığı tenini yakıyordu, tıpkı kavurup geçen bir alev gibiydi. Şimdiye kadar birçok kadınla birlikte olmuş Jorge hiçbirinde hissetmediği duygular hissediyordu, hissettiği sadece ona sahip olmak vücudunu elde etmek veya kendini tatmin etmek değildi. Genç kızın büyüsünün etkisi altında kalmış gibi hareket ediyordu, ondan etkilendiği bariz bir şekilde ortadayken karmaşıklaşan düşüncelerinin anı bozmasına izin vermeden daha fazla adadı kendini ona.

    Dudağı boynun solundan omuzlarına kayarken kalçasından çektiği sağ eli ile genç kızın göğsünü kavradı. Bu ani hareketi onu bir anlık germiş olsa da dokunuşları yumuşadıkça gevşediğini hissetti. Göğüslerini kavrayan sutyeninin askısını omuzlarından aşağı çekip klipsini açtı ve üzerinden çıkarıp yatağın aşağısına fırlattı. “Benim yanımda uslu olmana gerek yok.” dedi sonunda tenine küçük öpücükler kondurmayı bırakmış ve onu ani bir hareketle döndürüp yatağa hapsetmişti. Kendisi de çok uslu sayılmazdı, aslında bir açıdan bakınca ikisi de birbirlerine fazlası ile benziyorlardı, Jorge’nin erkeksiliği Ilona’nın sokulgan ve kadınsı tavırları ile bütünleşmişti adeta. Jorge’ye göre genç kızın çok güzel bir yüzü vardı, ufak bir burnu, burnunu süsleyen belli belirsiz çilleri, bir İtalyan’a benzemeyen bembeyaz bir teni vardı.

    Kiraz rengindeki dudağı ve yüzünde en çok hoşuna giden muzır bakan gözleri ile on yedinci yüzyılın zarif kadınlarını anımsatıyordu yüz hatları. Sanki farklı bir âlemden farklı bir zamandan gelmişçesine ilgisini çekiyordu Ilona genç adamın, fakat bunu ona hiçbir zaman belli etmemişti. Onun adını ya da kimliğini tam olarak bilmese de genç kızı ilk kez burada görmemişti. Asansörde karşılaştıklarında ve şirkete her gelişinde aralarında ufak bir mesafe olurdu. Ilona’yı fark etmemiş gibi davransa da aslında o görmediği zamanlarda genç kızı incelerdi gizliden gizliye. Bu düşünceler eşliğinde altında duran ufak bedeni inceledi bir anlık, elleri göğüslerinden incelen beline ve oradan yuvarlak kalçasına kaydığında belini saran son kıyafetinden de onu kurtarıp diğerlerinin yanına fırlattı. Eğer birisi Ilona’yı aramaya çıksa bulacakları ilk yer kendi odası olacaktı, bu başına bela açar mıydı ya da açmaz mıydı bilmiyordu ama çokta umurunda değildi açıkçası, ona sahip olmak istiyordu. Camdan sızıp genç kızın vücuduna değen ay ışığını kıskandı, neden onun daha önce karşısına çıkmadığını merak ediyordu böylece başka vücutlarda tatminsizliğini gidermek yerine şu an altında duran geç kızın teninde tadardı her şeyi.

    Pantolonunun kemerini çözüp yavaşça üzerinden sıyırdı ve onu da az öncekiler gibi bir kenara fırlatırken genç kıza uzandı, geç kalmış bir şeyi telafi etmek ister gibi. “Şimdi seninle sessizlik oyunu oynayacağız, çığlık atarsan sustururum.” Dedi nasıl susturacağı belliydi, dudağını dudağına kapatır ve öpücükle tadına bakardı. Ona bunu söylerken genç kızın ellerini elleri arasına hapsetmişti, önce tenini öperek dolgun göğüslerine indi ve elini geri çekip genç kızın karnından okşayarak bacaklarının arasına kaydı. İlk iniltiyi işittiğinde Jorge dudağını genç kızın dudağına bastırdı.

     
    Ilona Fiorenza
    Ilona Fiorenza

    Odamın yolunu kaybettim!!! E2Reh7B


    Uyruk : Dan/İtalyan.
    Lakap : BİÇİ BİÇ.
    Mesaj Sayısı : 94

    Odamın yolunu kaybettim!!! Empty Geri: Odamın yolunu kaybettim!!!

    Mesaj tarafından Ilona Fiorenza Perş. Ara. 25, 2014 10:40 pm






    Ilona bu mevsimde bile üzerinde ince bir hırkayla balkona sigara içmeye çıkabilecek birisiydi. Hayatında ilk kez birisinin kendisinden daha sıcak olduğunu görüyordu. Jorge'nin teninden yayılan ısı kalçalarında gezinip kendisine çeken parmakları gibi Ilona'yı okşuyordu. O kadar tatlı bir sıcaktı ki, dokunmazsa üşüyecekmiş gibi geliyordu. Boynuna doladığı kollarıyla bedenini büyücünün bedenine bastırıyordu. Sabaha kadar Jorge'ye sokulup yanında kalabilirdi. Bunu kızıl cadının gözünde büyüten bugüne dek bir erkekle uyuyamadığı ve tek beden parçalanıp iki kişiye ayrıldığında bütün adamları başından attığı gerçeğiydi. Yine uyuyamayacak olsa bile onu izleme düşüncesi hoşuna gidiyordu. Jorge'nin dudakları boynunda gezmeye başladığında, başını diğer yana eğip ona geniş bir alan açtı. Küçük burnunu genç adamın saçlarının arasına gömdü. Yakın zamanda aldığı duşta parfümden arınmış, sadece silik bir şampuana eşlik eden saf kokusunu içine çekti. Kendisini bu sakinliğe o kadar kaptırmıştı ki aniden sert bir şekilde göğsünü kavrayan eli gerilmesine yol açtı. Dikleşen sırtını fark eden Jorge daha yumuşak dokunuşlarla reflekslerini sakinleştirdi. Sanki ikisinin birbirlerini kışkırtmak için söyledikleri sözlerin dışında arzularını anlatmak için konuşmalarına gerek yoktu. Hiç tanımadığı bu adamla yalnızca bedenlerini dinleyerek anlaşıyorlardı. Bu iletişimi engelleyen, göğüslerini saran pürüzden de yere fırlatılan sütyenle kurtuldular. Çıplak göğsüne dokunan sıcak teni sabırsızlığını daha da arttırdı.

    Birden kendisini yatağın üzerinde uzanır halde buldu. Jorge'nin elleri kıvrımları üzerinde gezerken cadı da kendisini inceleyen parlak mavi bakışlarını izledi. Onlarda tanımlayamadığı güzel bir şeyler vardı ve büyücüye ait her şey gibi bu da Ilona'nın hoşuna gidiyordu. Bu nazik şeyler gibi ellerini avuçlarına hapsedişindeki sertlik de arzularını kamçılıyordu. Bu saatten sonra oyunu bırak, neyi istese kabul edebilirdi. Başını evet anlamında salladı. Jorge çoktan dudaklarını göğüslerinde gezindirmeye başlamıştı bile. Karnını okşayan parmakları kasıklarına indiğinde kalp atışlarını kulaklarında hissetti. Soluk alışverişleri hızlanırken biraz önce söylenenleri umursamadan inledi. Jorge dudaklarını dudaklarına kapatıp ikinci iniltiyi yuttu. Kızıl cadı başını geriye atıp anın tadını çıkarmaya çalışıyordu ama sessiz olmaya çalışırken bu çok kolay değildi. Genç büyücünün dudakları serbest bıraktığında bunu korumak için alt dudağını ısırdı. Ne kadar sert ısırdığını fark edecek durumda değildi.

    Yeşil gözlerini aralandığında yüzünde yaramaz bir ifadeyle kendisine bakan İspanyol adamla karşılaştı. Giderek sertleşen dokunuşları altında kıvranmasından zevk aldığı belliydi. Ilona gözlerini kaçırmadan genç büyücünün maviliğine dikti. Odaya girdiğinde oyunun bittiğini ve onun kazandığını düşünüyordu ama şuan bir başkasına geçmişlerdi. İkinci inilti soluklardan başka sesin olmadığı karanlık odaya yayıldığında yerinden doğruldu ve büyücünün geniş bedenini itip yeniden üzerine çıktı. Sessiz kalmasını istiyorsa uslu durmalıydı.

    Alnının ortasında, ciddileştiğinde çıkan kırıklığı ince parmaklarıyla okşadı. Bu ona hiçbir kadının dayanamayacağı bir çekicilik katıyordu. Yüzüne yayılan tatlı gülümsemeye ters bir şuhlukla fısıldadı. "Bakalım sen bu oyunda ne kadar iyisin." Genç büyücünün konuşmak için açtığı ağzının üzerine işaret parmağını koyup susturdu. Elini yumuşak dudakların üzerinden çekerken tekrar aralanmaması için üzerine dudaklarını kapadı. Küçük öpücüklerle önce boynuna sonra oradan karnına doğru indi. Kasıklarına geldiğinde başını kaldırıp kendisine bakan gözlere cüretkar bir ifadeyle baktı. Yüzüne düşen saçını kulağının arkasına sıkıştırdı.  Ilona'nın kafasında sessizlik oyununu nereye kadar sürdürebileceği vardı. İlk defa dokunduğu bedene yaptığı keşifte diliyle ıslanan  büyücünün bedeninin sert kasılmaları pek de uzun sürmeyeceğini müjdeliyordu.

    Jorge Ivanov
    Jorge Ivanov

    Odamın yolunu kaybettim!!! E2Reh7B


    Mesaj Sayısı : 49

    Odamın yolunu kaybettim!!! Empty Geri: Odamın yolunu kaybettim!!!

    Mesaj tarafından Jorge Ivanov Salı Ara. 30, 2014 3:22 pm





    Bunun sadece küçük ve zararsız bir oyun olduğunu düşünüyordu genç adam, bu yüzden davet edildiği bu ev de kendisine incelik gösteren bir adamın kızını kendinden uzak tutmaya gerek duymamıştı. Babası ile aralarının pek samimi olmadığını anlamak zor değildi, sokaktan geçen sıradan bir insan bile tek bakışta Ferro’nun kızına karşı soğuk bir insan olduğunu rahatlıkla anlayabilirdi. Bu düşünceleri onu umursayıp umursamayacağını düşündüğünden değildi, sadece saygı çerçevesi içerisinde biraz kafası karışmış ve sonra genç kızın varlığının yarattığı dikkat dağınıklığı ile düşüncelerini bir kenara itelemişti, Ilona’yı istemişti ve istediğini alıyordu. Genç kız çok tatlıydı, çok sıcak ve çok güzeldi, daha içinde ‘çok’ kelimesini kullanabileceği birçok cümle ile onu tanımlayabilirdi ve bunu sadece bir cümleyle özetleyebilirdi. Ondan hoşlanmıştı… Bunun nereye gideceğini veya nasıl sonuçlanacağını ertesi gün şu an hissettiklerinin ne doğrultu da olacağını bilmeden genç kıza sokulmuştu. Ilona’nın cüretkâr tavırları genç adamın soluğunu kesmeye başladığında daha fazla direnemeyeceğini fark edip genç kızı kendine çekti ve onu kucağına oturttu. Böylesi bir haz yaşamamışken Ilona’nın uzun kirpiklerinin süslediği gözlere daha yakın olabilmek için doğruldu ve oturur pozisyona geldi. Genç kız kucağına yerleşmiş ve Jorge yeni sırlar keşfedercesine onun içinde yolculuğa çıkmıştı. Kalçasını kavrayıp hareketlerinin hızlanmasına yardım ederken genç kızın dudağını ısırdı. Daha fazla dayanamıyordu, genç kızı kucağında içinden çıkmadan ters çevirdi ve yatağa hapsedip ayın çekimi ile gelgit yaşan bir okyanus gibi içinde varlığını sürdürdü. Sonunda genç kızın narin bedenini dirseklerini dayadığı yataktan destek alarak altında hapsetti ve o ritmin doruğunda genç kızın gözlerine bakmaya devam etti. Soluklarının hızlanmasına veya aradaki iniltilere engel olamayacağını fark etmeliydi.

    Yüzünü yavaşça genç kızın boynuna gömdü ve kulağının arkasına küçük bir öpücük kondurdu. Sonunda sesi gecenin içinde boğuk ve kısık çıktı. “Ilona bundan pişman olmayacak mısın?” dedi, her ne kadar bunun için artık çok geç olduğunu düşünse de söylemek istemişti, eğer durmasını isterse ona daha dokunmayacaktı fakat aksini söylerse onunla defalarca vücudunu keşfe çıkabilirdi… Ilona’nın bundan ne kadar hoşlanıp hoşlanmadığını bilmiyordu. Jorge ondan ne kadar hoşlanırsa hoşlansın ya da onu ne kadar istiyorsa istesin hayatına sonradan girmiş bir yabancıydı ve genç kız Jorge hakkında vücudu dışında tek bir şey bile bilmiyordu. Buradan sonra tek gecelik basit bir ilişki olarak kalabilirdi bu ve bir sır olurdu fakat Jorge bunu istemediğini düşünmeye başlamıştı. Bu aslında garip bir durumdu Jorge kızıllardan hoşlanmazdı bile… Fakat garip bir kader oyunu gibi kollarının arasında bir kızıl tutuyordu ve ondan ciddi anlamda hoşlanmıştı. Sorusunun cevabını almadan genç kızın üzerinden çekilip zaten dar olan yatakta genç kızı kendine sararak uzandı. Bir süredir ailesinden kaçarak ve uzakta yaşıyordu, babasının kendisini bulmak için peşine adam taktığını öğrenmişti. Rusya’ya dönmesini istediğini biliyordu, bunu o kadar çok istiyordu ki önüne çıkanlara acımayacağından emindi ve Jorge yeri bulunduğunda bir kez daha kaçmak zorunda kalacaktı. Ilona’nın kendisini bir süre daha babasının yanında çalışan biri olarak görmesini sağlayacaktı, ondan sonra Gregory Ivanov’un varlığının yerini keşfetmesine göre ortalıktan bir süre kaybolabilirdi. Genç kıza baktı, Jorge’nin dalmış olduğu düşünceleri merak ediyormuş gibi bir hali vardı. Genç adam kızın sevimli yüzüne bakıp ona doğru döndü ve gülümsedi. “Uzaktan bakınca seksi yakından bakınca tatlı, iki taraflı çikolata gibisin.” Ilona’nın dudağına, yanağına ve burnuna sırayla öpücük kondurdu ve genç kızı biraz daha kendine çekti. Gece boyunca Jorge onu rahat bırakmamıştı, kimsenin odayı basmaması da duruma biraz rahatlık katmıştı, Ilona’yla en son duşa girdiğini hatırlıyordu, aylardır görüşmeyen iki sevgili gibi birbirlerinin bedenleri tükettiklerinde Jorge yatakta sızıp kaldı ve ertesi güne uyandığında saatin çok geç olduğunu fark edip hızla yataktan doğruldu.

    Saçları dağılmış çıplak bir şekilde yatağın üzerinde otururken bir an boş bir şekilde odaya baktı, işe gitmesi gerekiyordu, ya da gerekmiyor muydu, günlerden neydi? Hızla çamaşırını üzerine geçirip doğruldu o kadar uyku sersemiydi ki giyinmiş bir şekilde Ilona’nın yatağın diğer ucunda olduğunu fark etmemişti bile gözlerini henüz uyku mahmurluğu yüzünden tam açamamış eski evinden olan alışkanlık yüzünden dalgın bir şekilde odanın kapısını açıp dışarı çıkmıştı. Koridora çıkıp kısık gözlerinden hizmetçiyi karşısında donup kalmış görünce nerede olduğunu fark etmeden geri dönmek üzereyken kapının diğer tarafında Ilona ile çarpıştı. Sabahları uyandığında tam bir şapşal oluyordu. Ilona’nın yüzünü avuçları arasına alıp yanaklarını sıktı ve “Tıpkı bir civciv gibi. “deyip yatağa geri uzandı. Kimin yanaklarını sıktığını fark etmemişti bile.  

     
    Ilona Fiorenza
    Ilona Fiorenza

    Odamın yolunu kaybettim!!! E2Reh7B


    Uyruk : Dan/İtalyan.
    Lakap : BİÇİ BİÇ.
    Mesaj Sayısı : 94

    Odamın yolunu kaybettim!!! Empty Geri: Odamın yolunu kaybettim!!!

    Mesaj tarafından Ilona Fiorenza Cuma Ocak 09, 2015 7:48 pm





    Güçlü kollar cadıyı tek bir hamlede çekip kucağına yerleştirdi. Ilona bu küçük ayrılıkta genç adamın kurumuş olan dudaklarına ıslak bir öpücük bıraktı. Dudaklarının bu temasını cadının dudaklarının arasından çıkan ilk inilti böldü. Kalçalarını kavrayan eller ince bedeninin hareketlerini kontrol ediyordu. Ilona’ya yalnızca ay ışığında gümüş bir parıltıya dönen mavi gözlere bakmak kalıyordu. Kızıl cadı belki de hayatında ilk kez bir erkeğin gözlerinin içine bu kadar derin bir şekilde bakıyordu. Hiçbir zaman çekingen bir yapıya sahip olmamıştı. Yine de her sevişmede gözlerini kapatıp kendisini hissettiği hazzın için bırakmayı tercih etmişti. Bu sefer neden yeşil bakışlarını parlak mavilikten ayıramadığını kendisine açıklayamıyordu. Gözbebeklerinde gördüğü arzu belinde gezinen parmaklar gibi cadıya dokunuyor, bu ana daha fazla kapılmasını sağlıyordu. Cadının elleri genç adamın tenini ezberlemek ister gibi geniş omuzların, göğsün ve çıkıp köprücük kemiğinin üzerinde keşfe çıkmıştı. Jorge’nin kızıl cadının dudaklarını ısırışında bile hoşuna giden bir şeyler vardı. Genç büyücü ince bedeni çarşafın üzerine nazikçe bıraktı. Ilona kasıklarındaki bu ritme daha fazla dayanamadı. Hızlanan nefes alış verişleriyle kendisini tatlı bir kasılmanın içine bıraktı. Biraz sonra Jorge’nin iniltilerin arasına serpiştirdiği sözcükleri kesik kesik kulağına doldu. Pişmanlık sözlerini biraz önce bedenini saran hazzın üzerine duymak oldukça komikti. Cevap veremeyecek kadar soluk soluğa kalmış olmasaydı pişman olmak istediğini söylerdi. Genç büyücüyle özellikle de pişman olacağı her şeyi yaşayabilirdi.

    Ilona ilk gördüğü andan beri onda farklı hissetmesini sağlayan bir şey olduğunu biliyordu. Onunla bir şeyler yaşamaya duyduğu açlığın beklediğinden daha fazla olduğunu ancak yan yana uzanırlarken anlayabilmişti. Jorge, kızıl cadıyı göğsüne doğru çektiğinde uysal bir şekilde çıplak tenine başını yasladı. Teninin huzur verici kokusunu içine çekti. Ilona biraz önce yaşadığı tatmine rağmen genç büyücü söz konusu olduğunda kendisini doyumsuz hissetmeye engel olamıyordu. Şimdi arzuladığı sabaha kadar kedi gibi yanına kıvrılabilmek gibi basit isteklerdi ama çok yakında ucu kıskançlığa dayanacak derecede hayatında geniş bir yere sahip olmayı isteyecekti. Cadı bilse kendisini korkutup bu güzel andan bile kaçırabilecek arzulardan habersiz düşünceli bir yüzle duran Jorge’nin aklından geçenleri merak ediyordu. Acaba şuan kızı sepetleyip güzel bir uyku çekmek için bir bahane mi arıyordu? Genç adamın söylediklerinin ardından Ilona’nın yüzüne keyifli bir gülümseme yayıldı. Yüzünde gezinen öpücükler çıplak tenini bir battaniye gibi sıcacık sarmalıyordu. Cadı, dövmelerle kaplanmış tenine bir öpücük kondurdu. Yüzüne düşen turuncu tutamları kulağının arkasına sıkıştırırken “Sen neredeydin şimdiye kadar?” diye fısıldadı. Her ne kadar devamını yüksek sesle söylememiş olsa da zihninde “Ve ne zaman gideceksin?” sorusu yankılanmıştı. Bunun olabildiğince sonra olmasını diliyordu. Sabah gözlerine açık perdeden giren güneşle uyandı. Gece ay ışığı içeri sızarken gökyüzünü şimdi olduğundan daha fazla sevdiğine emindi. Beline kolunu dolamış uyuyan adamın ciddi yüzüne baktığında üzerindeki huysuzluğu attı. O kadar tatlı uyuyordu ki, hafta içinde olmasalar ve genç adam işe gitmek zorunda olmasa bile sırf sevmek için uyandırırdı. Ilona kendisini en azından kahvaltıya kadar tutmaya karar verdi. Giyinip hazırlanmak için yerinden doğruldu.

    Yatağın ucuna oturup dün gece burada çıkarttığı topuklu ayakkabıları ayağına geçirirken arkasında uzanan bedeninin hareketlendiğini fark etti. Omzunun üzerinden geriye baktığında huysuz bir suratla yatağın kenarında oturan adamın uyku sersemi halini görünce hafifçe kıkırdadı. Banyoya gideceğini sanırken iç çamaşırlarıyla kapıya doğru ilerleyen adamın peşinden yavaş adımlarla ilerledi. Ne yapmak istediğini anlamaya çalışıyordu. Kapıdan dışarı başını uzattığı anda hayalet görmüş gibi içeri dönen genç adam kızıl cadıyla burun buruna geldi. Mavi bakışlarındaki şaşkın ifade Ilona’yı görünce yumuşadı. Uzanıp yanaklarını küçük bir kızı sever gibi sıktı. Cadı sayıklar gibi söylediği anlamsız cümlenin ardından gülmeye başladı. Şirkette gösterdiği havalı ve seksi kişiliğin altında oldukça şapşal bir adam vardı. Eğer her sabah bu kadar şaşkın uyanıyorsa Ilona çalar saat olarak görev almaya hazırdı. Büyücü yatağa geri döndüğünde cadının ilk işi kapıyı açıp koridorda karşılaştığı kişiye bakmak oldu. Kapının önünde elinde Jorge’nin kıyafetleriyle dikilen sarışın hizmetçi içeri girmekte oldukça tereddütlü görünüyordu. Tekrar açılan kapının sesiyle hafifçe sıçramıştı. Bir de üzerine sabahın körünce evin hanımının iç çamaşırlı misafirin yanında olduğunu gördüğünde sanki kötü bir sırra ortak oluyormuş gibi buradan uzaklaşmak için merdivenlere yöneldi. Kızıl cadı çok ilerlemesine izin vermeden “Ben onları alayım tatlım.” dedi. Elindeki yığını masanın üzerine bıraktı ve yatağın kenarına oturdu. Yakışıklı büyücü dağınık saçlarıyla ve biraz önceki sözleriyle o kadar tatlıydı ki Ilona onun tatlı çenesine bir öpücük ve beraberinde dayanamayıp bir ısırık bıraktı. O tatlı suratını sıkıştırarak sevmemek için kendisini zor tutuyordu. Mavi gözlerini aralayıp şaşırmış bir şekilde kendisine bakan Jorge’ye saçlarını düzeltirken “Uyan psi psi, yoksa kırmızı civciv gagalayacak.” Dedi. Ne dediğini algılamak için cadının yüzüne kaşlarını hafifçe çatıp bakan büyücü birden kızın ince belini kavrayıp yatağa çekti. Ilona bir anda kendisini “Arrrrg” sesi eşliğinde Jorge’nin ağırlığı altında buldu. Dev kedi uyanmıştı.



    - SON -



      Forum Saati Cuma Mayıs 17, 2024 8:00 am