Küçük bir çocuğun merakı ile daldı direk dükkâna Tommy. Gözlerindeki maviliklerde babasının elini bırakıp hışımla içeri giren çocuğun heyecanı görülebiliyordu elbet. Ollivander her daim böyle heyecanlı ve istekli çocukları sevmişti. Şimdi de o anlardan birini taşıyordu elbet. Zor konuşabilen biri olmasına rağmen gülümsemeyi başarmıştı. Ta ki öksürüğü onu engelleyesiye kadar! Suratına ilgili bir tavır yerleştirip adamın öksürüğünün geçmesini bekledi küçük büyücü. Büyü dünyasını çok olmasa da tanıyordu ve böyle şeyler ona çok mistik geliyordu. Yıllarda İskandinav mitolojisi ve türevi şeylerin mistisisizmi ile yaşamışken şimdi tamamen bu işlerin içinde idi. Hogwarts’dan gelen mektup ise bunu iyicene körüklemişti. O baykuşa ve o güne sonuna kadar şükredecekti; ne kadar evinden, o sonsuz huzura sahip topraklardan uzak kalacak olsa da şükredecekti. Öksürük krizi biten beyaz sakallı amcaya yeniden bakışlarını dikti Tommy. Adı kadar sevimli bir çocuktu ve etrafına enerji saçıyordu velet. Buruşuk derili eliyle Tommy’nin yanağını okşadıktan sonra “Söyle bakalım küçük bey. Ne istiyorsun?” dedi. Bir an durup düşündükten sonra soruyu akıllıca yanıtlamaya karar verdi Tommy. Bunun bir aldatmaca olup olmadığını merak etti. Kelimeleri teker teker tartıp soruyu yanıtladı: “Ben bir şey istemiyorum. Aslında sadece asamın beni seçmesini istiyorum. Ve bunun için de buraya geldik.” Bakışlarını yanında duran babasına çevirdi ve “Değil mi, baba?” diye ona yöneltti soruyu. Ondan bir onay beklemiyordu ama kendini desteklemesini istiyordu. |
biz asa alacaktık da!
Tommy Vossaker- Uyruk : Norveç.
Yaş : 29
Lakap : Tom.
Mesaj Sayısı : 8
- Post n°1