Midesi gurulduyordu. Genelde heyecanlandığında midesi guruldardı ve sonrasını tuvalette sıcak saatler olarak geçirirdi. İki eliyle midesine sarıldığında her zamanki bu tepkinin bu sefer olmamasını istiyordu. Sanki sıkı sıkı sarılırsa bedeninin fizyolojik etkisini durdurabilecekmiş gibi bir hissiyata kapılmıştı. Şu an arkasında Judith ile Iris konuşuyor ve muhtemelen kızıl büyücünün kaderini belirleyecek o malum soruyu cevaplıyordu Iris, duymaktan bıkmayacağı ses tonuyla. Bir anlığına orada, o masada, o konuşmanın içinde bulunmak istediyse bile sonradan vazgeçti. Ya durum sandığı gibi değilse? Ya gerçekten de biriyle sevgiliyse Iris? İşte o zaman hayatı boyunca Elizabeth'e kalacaktı, büyük ihtimalle veya kör biriyle evlenecekti ya da gerçekten de fiziksel görünüşe bir gram dahi önem vermeyen biriyle. Gerçi kızıl büyücünün iç güzelliğinin de o kadar güzel olduğu söylenemezdi. Kaçmalarla, evlerden bir şeyler çalıp satmalarla geçen bir hayattı onunki. Gerçi bu durumlar çok uzun sürmemişti, yaptığının yanlış olduğunu geceleri başını nereye koyduysa orası dile gelip söylüyordu. Bir nevi vicdan yapıyordu ve ne kadar parası kaldıysa geri götürüp aldığı yere bırakıyordu. Biraz daha büyüyünce birkaç iş yerinde çalışmaya başlamıştı. Bulaşıkçılık, garsonluk, kuryelik gibi muggle işleriyle uğraşmış, daha sonraları büyücü yanı ortaya çıkınca da iksir denekliği, sihirli yaratıkların terbiyecilerinin yamaklığı gibi şeylerde çalışmıştı. Aslında hayatı eğlenceli sayılırdı, ama kesinlikle mutlu bir hayat sürdüğü söylenmezdi. Hep bir yanı eksik olarak büyümüştü Leon, hatta haddinden fazlaca erken büyüdüğü bile söylenebilirdi. Küçük yaşta kendini idare etmeyi öğrenmişti, bu iyi bir şeydi ancak diğer duygulardan yoksundu. Sevilmeyi de sevmeyi de bilmiyordu.
Ahşap rafların ikisini geçtikten sonra hemen araya dalan kızıl büyücü, başını geldiği yöne doğru çok az çıkarmıştı. İki kızın da görüşüne girdiği o anda konuşmanın nerede olduğunu kestirmek zordu. Acaba Iris'in bir sevgilisi var mıydı? Olmaması için bildiği her türden tanrıya dua yollarken daha fazla bakmanın kendine de grup ödevine de hiçbir getirisi olmayacağının kanaatine vararak karanlık sanatlar kısmına doğru ilerledi. Raflar arasında adeta koşuyordu. İki kızı, özellikle de Iris'i bekletmek istemiyordu. Aslında konuşmalarının da çok derin olmadığını düşünüyordu. Judith'in Iris'le yatakhane arkadaşı olduğunu bile Iris'in varlığından henüz haberdar olduğu o gün öğrenmişti. Kekesinin böyle bir yatakhane arkadaşı olup da nasıl olup da kendine söylemediği veya göstermediği konusu ise ayrı bir muammaydı. Sonuçta Leon, her kıza yazıyor olabilirdi ama sadece birine bu kadar takılı kalırdı. İçindeki tumblr çocuğunun bir tane aşk acısı olabilirdi ki o da şu iki hafta içinde Iris olup çıkmıştı. Rüyalarında bile elini tutmaya kıyamıyordu, uyandığında ise demek aşk böyle bir şey diye düşünüyordu. Oysaki daha düne kadar aşkın tanımını, pilav üstü az döner olarak yapardı kızıl. Karanlık sanatların bulunduğu bölüme gelip de elini attığı her kitabı alırken konuyla alakalı olup olmadığına dikkat etmiyordu. 'Kurtadamlar ve Dönüşümleri', 'Vampirlerden Korunmanın 137 Kuralı' ve 'Animagusluğun Tarihçesi'nin de bulunduğu bir yığın kitabı kucağında taşıyarak geri döndüğünde kendine gülümseyen bir çift sıcacık ela gözlerle karşılaşınca afallayan büyücü, iki kitabı tam bu sırada ayağına düşürdü. Okkalı bir küfür savuracaktı ki ilk harfinde kendini tutmayı başarmıştı. Judith'in, büyücünün dengesine attığı lafların ardı arkası kesilmezken önce 'bu yaptığın kekeliğe sığar mı?' bakışlarını atsa da kendi de bir süre sonra duruma alışıp gülmeye başlamıştı. Tabii ahı ahı ahı diye gülemiyordu, onun yerine daha oturaklı bir kahkaha atıyordu ki Iris'in yanında öküzlüğün bir anlamı yoktu. Judith'in yanına otururken eski frekansını bularak ciddi bir şekilde söze girmek için boğazını temizledi. "Irisciğim sen şuradaki kitaplara bak, Judi sen de- ımm bu ikisine bak. Ben de şunlara bakayım. Daha çabuk bitiririz. Arasında alakasız kitaplar da olabilir gerçi, dikkatim biraz dağınık bu sıralar kusura bakma." Iris'e yönelik lafını bitirdikten hemen sonra Judi'nin kolundan tutarak onun kitaplara gömülmesini engelledi. Bir-iki dakika kadar sonra Iris'in tamamen kitaba gömüldüğünü anladığında ise kulağına eğildi. "Ee kanka, var mıymış? Hiçbir şey söylemiyorsun mk nasıl olacak bu iş?"
|